Psk. Kübra Uğurlu, korkunun, kişinin duygusal veya fiziksel anlamda bir tehlike altında verdiği uyarıcı tepki ve yaşamsal bir mekanizma olduğunu söyledi.
Korku anında titreme, terleme, kalp atışında hızlanma, kasılma veya donma, ağız kuruluğu, düşünce ve algıda yavaşlama gibi belirtiler olduğunu anlatan Uğurlu, korku ile kaygının sık sık karıştırıldığını belirtti.
'ÇEŞİTLİ KORKULARA MARUZ KALABİLİRİZ'
Uğurlu, insanın varoluşundan bu yana hayatta kalmak için mücadele ettiğini vurgulayarak, 'Her insan çeşitli sebeplerden ötürü birçok kez korkuya maruz kalabiliyor. Kaçma eylemi bir tür savunma mekanizması olarak da çalışır. Bu örnekler çoğaltılabilir; yükseklik korkusu, asansör korkusu, uçak korkusu gibi… Ancak korkulardan ne kadar kaçarsak bilindışında kaçtığımız o korkuyu bir o kadar önemli ve büyük kılarız.' dedi.
'KAÇMAK YERİNE KORKUYLA YÜZLEŞMELİYİZ'
Kişinin korkudan uzaklaşmak veya o korkuyu engellemek için yaptığı her kaçma hamlesinin aslında yaşadığı korkuyu pekiştirmesine neden olduğunun altını çizen Uğurlu, şöyle devam etti:
'Kişinin korkulardan kaçmak yerine aşamalı olarak korkularıyla yüzleşmesi yaşadığı korkuyu yenmesi için uzun vadeli bir güven ortamı oluşturacaktır. Beyin korku duyulduğu için kaçılan durumu, canlıyı ya da nesneyi değerinden daha fazla önem atfı vakfeder. Korkuya profesyonel bir psikolojik destekle aşamalı maruz ve çözümleme sürecine girilmesi kişinin psikolojik dayanıklılığı arttırmasına yardımcı olacak, gündelik yaşam standardını tekrar yükseltmesini sağlayacaktır.”
Halil Başer - İstanbul Gündemi