









İBB Meclisi Deprem ve Doğal Afetler Komisyonu tarafından hazırlanan “İstanbul Deprem Raporu”nu okuyarak İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ‘Kırmızı Kart’ gösteren AK Partili Kadem Ekşi’ye cevap veren İYİ Parti İBB Meclis Üyesi Akın Gürkan, yapılan değerlendirmenin yüzde 90’ının siyasi, yüzde 10’unun ise teknik bir açıklama olduğunu ifade etti. 22 yıldır depremle ilgili hiçbir şey yapmayan iktidar partisi mensuplarının 2 yıllık İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin yaptıklarını eleştirmesine hayret ettiğini söyleyen Gürkan, “Bu raporu hükümete de verin” dedi.
Kadem Ekşi’nin İBB’yi devletin ‘Deprem Bakanlığı’ gibi bir kisveye büründürüp, İstanbul’un deprem probleminden, birikmiş sorunlarından sorumluymuş ve neden 2 yılda yapmamış gibi bir sitemde bulunduğunu anlayamadığının altını çizen Gürkan, beklenen İstanbul depreminin sonuçlarını herkesin bildiğini söyledi. 17 Ağustos 1999‘daki depremin sonuçlarını da yaşayan herkesin gördüğünü söyleyen Gürkan, 1999 depreminin ardından Marmara ve civarında meydana gelen ekonomik kayıpları gidermek amacıyla kamuoyu tarafından ‘Deprem dayanışma vergileri’ olarak adlandırılan vergileri hatırlatarak, ‘nerede’ diye sorulduğunda ise okul hastane, kaymakamlık, viyadük gibi kamu alanlarının yenilendiği cevabını aldıklarını kaydetti. Gürkan, “Depremden sadece kamu kurumları mı etkilendi? Peki vatandaşın kaybı ne olacak” diye sordu.
GÜRKAN: ‘‘AK PARTİ İKTİDARI DEPREMİN EKONOMİ KAYBINA VATANDAŞIN SIRTINA YÜKLÜYOR’’
AK Parti iktidarının devletin başkaca hiçbir kaynağı yokmuş ve oluşturulamazmış gibi depremin ekonomik kaybını vatandaşın sırtına yüklediğini, beceriksizliğinizin faturasını vatandaşa kestiğini ifade eden Akın Gürkan, ”Vatandaşa da 200 bin lira krediye al, ondan sonra taksitleri öde dedi. Hakkını yemeyeyim kıyakta yaptı. Faizin yüzde 50’sini ben ödeyeceğim dedi” ifadelerini kullandı.
Vatandaşların riskli yapısını yenilemek için söz konusu krediyi çekme gücünün olmadığını, bulunduğumuz ekonomik krizde de böyle bir faizi geri ödeyebilme imkanının olmadığını ifade eden İYİ Partili Akın Gürkan, riskli yapıları tespit ettiğini belirten iktidar partisi mensuplarına, “Madem siz 83 milyondan bu paraları topladınız, ağır hasar alacak binaları da malikleri adına yenileyin. Devlet olarak asli göreviniz bu. 99 depreminden sonra devlet eliyle kaç tane bina güçlendirdiğiniz? Ben size söyleyeyim sıfır” dedi.
İBB’ye kırmızı kart göstererek karne notunu da ‘Sıfır’ veren Kadem Ekşi’nin sözlerine atıfta bulunarak konuşmasına devam eden Gürkan, “Siz İBB’ye 2 senede ne yaptınız diye soruyorsunuz. Ben de size 22 sene de ne yaptınız diye soruyorum” diyerek, “İstanbul Deprem Raporu” hazırlayanların birde ‘Devlet Deprem Raporu’ hazırlamasını ve yetkililerine sunmasını tavsiye etti.
‘‘YASAL DÜZENLEMELER SADECE MÜTEAHHİTLERE YARADI’’
6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun çerçevesinde tek yapılanın rantı yüksek yerlerde 4-5 katlı binaların yerine 8-10 katlı ince uzun kule gibi binalar olduğunu, söz konusu kanunda yapılan düzenlemelerin de sadece müteahhitlere yaradığını, Tevfik Göksu‘nun değiştirdiğini söylediği binaların da müteahhitler aracılığı ile yaptığını, devletin dönüştürdüğü tek bir binaydı görmediğini söyleyerek konuşmasına devam eden Akın Gürkan, depremle ilgili alınması gereken önlemlerin önemine değindi.
99 depremi dikkate alındığında, yıkılan binaların çoğunluğunu denetimsizlik ve mühendislik hizmeti almamış binaların oluşturduğunun altını çizen Akın Gürkan, yapı denetim firmalarının şimdilerde atama yoluyla belirlendiğini, firmanın ikamet adresi ile atandığı bina arasındaki mesafenin dikkate alınmadığını, yapı denetim firmalarının metrekareye göre fiyat aldığı için de yol parasını dahi kurtarmadığını ve bununda sağlıklı bir denetim olmasının önüne geçtiğini söyledi.
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası’nın güvenli yapının oluşumunda şantiye şefliğinin önemine dikkat çekmek için “Her şantiyeye bir şef” kampanyası başlattığını da hatırlatan Akın Gürkan, bir şantiye şefinin aynı anda 5 şantiye şefliğini üstlendiğini, aslında bunun tam zamanlı bir iş olduğunu ve bir kişinin aynı anda 5 yerde olamayacağı gerçeğinin kabul edilmesi gerektiğini belirterek, konuşmasını şöyle tamamladı.
“İstanbul depreminin Milli Güvenlik tehdidi ve Beka sorunu olduğunu söylemiştim. Türkiye’nin sadece insani ve ekonomik felaketine değil, sonrasında büyük siyasi ve jeopolitik tavizler vermemize sebep olacağını da söylemiştim. Mevcut hükümetin olası deprem senaryosunun en yakın tarihte gerçekleşeceğini varsayarak İstanbul’u büyük bir hızla depreme hazırlaması gerekmektedir. Hükümet ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi kendisine düşen sorumluluğu yerine getirmelidir. Yoksa İstanbul depreminin altında hep beraber kalacağımız. Yaratacağı milli güvenlik ve beka sorunundan da hep beraber sorumlu olacağımızı bir kez daha hatırlatarak konuşmamı tamamlıyorum”
Selvi Sarıtaç / İstanbul Gündemi