Türk Oftalmoloji Derneği, mevsimsel göz alerjilerinin artış yaşandığı bu dönemde özellikle pandemi şartları sebebiyle gözlerin kaşınması şikayeti ve halk arasında ‘kırmızı göz’ adıyla bilinen göz alerjisi (alerjik konjonktivit) için uyulması gereken önemli hijyen kuralları hakkında uyarılarda bulundu.
Türk Oftalmoloji Derneği, içinde bulunduğumuz bahar ayları ve yaklaşan yaz aylarında artış gösteren göz alerjisi şikayeti bulunanlar için önemli hijyen kuralı uyarılarında bulundu. Özellikle pandemi dönemi sebebiyle kişilerin el ve göz temizliği konusunda daha hassas ve duyarlı olmaları istendi. Türk Oftalmoloji Derneği Kornea ve Oküler Yüzey Birim Başkanı Prof. Dr. Ayşe Burcu, dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 40’ında alerjik konjonktivit belirtileri görüldüğüne dikkat çekerek, son on yılda bu hastalığa yakalananların sayısında çok hızlı bir yükseliş olduğunu söyledi.
HAVA KİRLİLİĞİ EN ÖNEMLİ SEBEP
Prof. Dr. Ayşe Burcu hem metropol şehirlerde hem de gelişmekte olan ülkelerde hastalık belirtilerinin yoğunlaştığını, bunun en önemli sebebinin ise kentleşme, hava kirliliği, iklim değişiklikleri, çocukluk çağlarında düşük enfeksiyon teması olduğunu sözlerine ekledi.
MEVSİMİ GELDİ, KAŞIMAYIN
Prof. Dr. Ayşe Burcu, hızlı bir şekilde şikayetleri azaltmak, bulguları kontrol altına almak, hastanın yaşam kalitesini arttırmak ve göz yüzeyinin hasarını önlemek gerektiğini belirterek “Tedavinin başında alerjenle teması azaltmak gerekir. Gereksiz ilaçlardan kaçınmak ve mümkünse koruyucu içermeyen damlaları tercih edilmelidir. Ayrıca uzun süreli kontrolsüz ilaç kullanımı istenmeyen yan etkiler oluşturabilir.” diyerek şunları tavsiye etti:
TEDAVİ EDİLMEZSE GÖRME KAYBI OLABİLİR
Prof. Dr. Ayşe Burcu ayrıca alerjilerin tekrarlayıcı özellikleri nedeniyle göz yüzeyinde istenmeyen komplikasyonlara ve kontrolsüz ilaç kullanımının ise glokom ve katarakt gibi istenmeyen yan etkilere neden olabileceğini aktardı. Belirtisi olmadan gelişen ve devam eden glokomun ise görme kaybına sebep olabileceğini söyleyen Prof. Dr. Burcu, “Sürekli göz kaşımaya bağlı olarak gözün kornea tabakasında incelme ve dikleşme (keratokonus) gelişebilir. Kontrolsüz ilaç kullanımı ve göz kaşımanın doğuracağı sonuçlar konusunda hastalar mutlaka bilgilendirilmelidir. Alerjik konjonktivitle ilişkili yakınmaları olan hastaların bir göz hekimine başvurup, uygun şekilde tedavi ve izlenmeleri, hastalığa bağlı kısa ve uzun süreli komplikasyonların önlenmesi ve göz sağlıklarının korunması açısından önemlidir.” dedi.
ALERJİK KONJONKTİVİT NEDİR?
Sulu, kızarık, kaşıntılı gözlerle, genellikle sık tekrarlayan konjonktivit tablosudur. Dış ortamdan gelen alerjenlerin göz kapağının iç yüzünde bulunan ve alerjik reaksiyona sebep olduğu bilinen mast hücrelerini uyarması sonucu oluşur. En sık geç çocukluk ve erken erişkin döneminde görülür, yaşla birlikte azalır.
Alerjik konjonktivitler akut ve kronik olmak üzere iki farklı seyir gösterirler. Akut grupta polen, ot, çim, toprak gibi havayla taşınan alerjenlere karşı sıklıkla ilkbahar ve sonbaharda gelişen mevsimsel alerjik konjonktivitler ile; toz, akar, hamam böceği, evcil hayvan tüyleri, küf ve hava kirliliği gibi alerjenlere karşı gelişen uzun süreli (perennial-tüm yıl boyunca) alerjik konjonktivitler bulunur. Mevsimsel alerjik konjonktivit en sık görülen oküler alerji tipidir. Kronik grupta ise vernal keratokonjonktivit, atopik keratokonjonktivit, dev papiller konjonktivit ve kontakt blefarokonjonktivit yer almaktadır ve uzun süren ataklarla tekrarlayabilen tablolardır.
Haber Merkezi / İstanbul Gündemi