









İl Başkanı Ömer Faruk Yazıcı açıklamalarından satır başları:
“Biz inanç ve bilgiyi ahlakla bütünleştiriyoruz”
“Biz ne için, ne uğruna siyasetteyiz. Bizim hedefimiz ne? Bir insanın ayağa kalkıp yürüyebilmesi için kas yapısına ihtiyacı var. Adım atabilmesi için de inanca ihtiyacı vardır. İnanmadığımız takdirde adım atamayız. Dolayısıyla inanç her şeyin başıdır. Sonra nereye doğru gideceğinizi iyi hesap etmeniz lazım. Adım attıktan sonra yönünüzü tayin edecek olan şey bilgidir. İnanç ve bilgi... Siz inançla bilgiyi çıkarla birleştirirseniz ortaya zulüm, sömürü çıkar. ABD, İsrail, Avrupa inanç ve bilgiyle iş yapıyor. Fakat bunları çıkarla bütünleştiriyorlar. Ülkemizdeki iktidar da inanç ve bilgiyi çıkarla birleştiriyor, adaletsizlik ortaya çıkıyor. Peki Saadet Partisi’nin farkı ne? Biz inanç ve bilgiyi ahlakla bütünleştiriyoruz. Ortaya da adalet ve huzur ortaya çıkıyor.
“Bütçeyi bir avuç rantiyeciye peşkeş çekerken Allah’ınız yok mu?”
“Biz inanıyoruz. İnandığımız için buradayız. İnancımızın değerlerini yaşatmak için buradayız. İş başında olan iktidar çözüm için bizim inancımızı konuşur, ancak iş icraata geldiği zaman inancımızın tersini uyguluyor. Akıl ve mantıktan uzak şekilde Türkiye’de bir kriz ortaya çıkıyor, TL dolar karşısında hızla değer kaybediyor, Cumhurbaşkanı da tamamen hamasi bir cümleyle ‘Onların doları varsa bizim de Allah’ımız var’ diyor. Bu milletin alın teriyle artırarak oluşturduğu bütçeyi bir avuç rantiyeciye peşkeş çekerken Allah’ınız yok mu? Bizim inancımız bu devletin ve milletin parasına sahip çıkmamızı, yetim hakkı yememeyi emrediyor. Sözüm ona yollar, köprüler yapıyorsunuz. Bunları yaparken de ‘Yap-işlet-devret modeliyle yapıyoruz. Devletin kasasından 5 kuruş harcamıyoruz’ diyorsunuz. Bu ülkenin kaynaklarının tamamını teslim ediyorsunuz.”
“Tüm topluma ait bir sorundur”
“İçinde bulunmuş olduğumuz dönemde Türkiye 4 temel konuda kriz yaşıyor. Bunlardan birincisi adalet krizi... Öyle bir noktaya geldik ki iktidar partisinin ilçe başkanı bir hakimi arayıp davayla ilgili etkili olabiliyor. Böyle bir adalet mekanizması olur mu? Buradan huzur çıkar mı? Diğer kriz eğitim... İktidarın işbaşına geldiği günden bu yana en fazla değiştirdiği bakanlık MEB. Her gelen yeni bir iş yapmaya çalışıyor. 20 yılı aşkın süredir değerlerimize, tarihimize, kültürümüze, mevcut zaman dilimine, geleceğimize uygun ne bir eğitim politikası ne de müfredatımız oldu. Dolayısıyla nesiller elimizden kayıp gitti. 3. krizin adı ekonomi... Yaşadıklarımız iktidarın 20 yıl boyunca tercih ettiği ekonomi politikalarının sonucudur. Gündeme göre ya içerideki muhalefete atıyorlar ya da dış güçlere atıyorlar. Fakat işin özünde kabiliyetsizlik, tercih ettikleri ekonomi politikaları var. Saydığım 3 krizin telafisi mümkündür ama sonuncu kriz olan ahlak krizinin telafisi çok zor. Toplumun her kesiminin mağdur olduğu ve evinde yaşadığı meseledir. Bir ankette son 10 yılda israf, yolsuzluk arttı, toplumsal ahlakta gerileme oldu sonucu ortaya çıktı. Bu sadece bir zümreye ait sorun değil, tüm topluma ait bir sorundur.”
“Ekranlardaki bu yayınları neden durdurmuyorsunuz”
“Sanki bu ülkedeki ahlaki yozlaşmanın tek sebebi İstanbul Sözleşmesiydi. İktidar da bunu kaldırdı ve her şey düzeldi propagandasını yapmaya çalışıyorlar. Aile yapısına en fazla hususun televizyonlardaki sabah kuşaklarının olduğunu hepimiz biliyoruz. Ahlaki kalkınmayı sağlama iddiasında olan iktidarı destekleyen kanallar, bu programları en fazla yayınlayan kanallardır. Madem toplumsal ahlakı yeniden iyiye yönelteceksiniz o zaman ekranlardaki bu yayınları neden durdurmuyorsunuz? Çünkü siz samimi değilsiniz. Nasıl ki reyting uğruna bu toplumu feda ediyorsanız aynı şekilde oy uğruna yapamayacağınız hiçbir şey yok. Yeter ki kazanımlarınız elinizden gitmesin.”
“Son 18 yılda milletin cebinden faize giden para 500 milyar Dolar”
“İktidar giderse bu milletin kazanımları geriye gider propagandası yapıyorlar. Bunu da mahallelerde, camilerde, STK’larda yapıyorlar. Dertleri milletin kazanımları değil, ceplerine doldurdukları paralar, alacakları ihaleler. İçinde bulunduğumuz ekonomik kriz toplumun her kesiminde iktidara karşı bir tepki oluşturmuştur. Fakat ekonomik krizi dahi milletin inancını sömürerek atlatmaya çalışıyorlar. ‘Biz faizi sıfırlayacağız’ dediler. Faizle ilgili Nas var dediler. Ne zaman böyle keskin ifadeler kullansalar birkaç hafta sonra 360 derece dönüyorlar. Faizse karşı oldukları sadece bir iddiadan ibaret. Son 18 yılda milletin cebinden faize giden para 500 milyar Dolar.”
“İktidar kavga ikliminden besleniyor ”
“Bugün gelir dağıtımındaki adaletsizlik Cumhuriyet tarihindeki en yüksek noktaya çıktı. Sadece yüzde 1’lik kesim toplam gelirin yüzde 24’üne sahip. Böyle bir tabloda adaletli gelir dağıtımından bahsedebilir misiniz? Bu ülkenin kaynağı, enerjisi, iş kabiliyeti, irade var. Fakat u ülkeye 2 kötülük yapılıyor. Toplumsal kutuplaşma oluşturuluyor. İktidar kendi varlığını sürdürebilmek ve tabanını etrafında toplayabilmek için kavga ikliminden besleniyor.”
“Saadet Partisi’nin de içerisinde olduğu iktidarı tesis edeceğiz”
“Artık bu millet kutuplaşma ikliminden yoruldu. Temel Karamollaoğlu önderliğinde bir masa kuruldu ve 6 siyasi parti o masada bu ülkenin geleceğini yeniden inşa etmeye çalışıyor. Her bir siyasi partinin kurumsallığı, parti programı, farklı görüşleri var. Fakat zor dönemlerde asgari müştereklerde birleşmek ve ortak gelecek kaygısıyla ülkenizi kalkındırmak için risk almanız lazım. Bizi anlamadılar, eleştirdiler, hakaret ettiler. Ama içinde bulunduğumuz dönemde insanlar ne kadar haklı olduğumuzu gördüler. İnanıyoruz ki Saadet Partisi’nin de içerisinde olduğu iktidarı tesis edeceğiz.”
Göksenin Aktaş-İstanbul Gündemi