Masum üfürümlerde kalp normal işlevini tamamen sağlıkla sürdürürken, patolojik üfürümler altta yatan bir kalp rahatsızlığına işaret edebiliyor. Özellikle morarma, gelişim geriliği, düşük kilo, terleme gibi belirtilerle beraber görülen üfürümlerde mutlaka bir çocuk kardiyoloji uzmanına başvurmak gerekiyor. Memorial Ankara Hastanesi Çocuk Kardiyolojisi Bölümü’nden Prof. Dr. Feyza Ayşenur Paç, çocuklarda kalp üfürümü ile ilgili önemli bilgiler verdi.
ÇOCUK KALBİNDE ÜFÜRÜMLE SIK KARŞILAŞILIYOR
Üfürüm kalp ve damarlardaki kan akımının türbülansının göğüs duvarına yansımasıyla oluşan üfleme tarzı seslerin dinleme aleti (steteskop) ile duyulmasıdır. Kalp muayenesinde sık rastlanan bulgular arasında yer alan kalp üfürümleri çeşitli özelliklerine göre; masum üfürümler, fonksiyonel üfürümler ve patolojik üfürümler olarak birbirinden ayrılmaktadır.
ÇOCUKLARIN MUAYENELERİNDE ÜFÜRÜM TESPİTİ ÖNEMLİDİR
Çocukların muayenelerinde duyulan kalp üfürümleri altta yatan bir kalp hastalığının bulgusu olabileceği gibi; büyük çoğunluğu masum üfürümler, bir kısmı da fonksiyonel üfürümler olarak ortaya çıkmaktadır. Sağlıklı çocukların yüzde 50-85 kadarında masum üfürümler duyulabilmektedir. Masum üfürümler normal sağlıklı kalpten kaynaklanan sesler olmasına karşın, patolojik üfürümler kalp hastalığına bağlı olmaktadır. Anemi gibi bazı durumlarda da fonksiyonel üfürümler duyulabilmektedir.
ÜFÜRÜM HER YAŞTA ORTAYA ÇIKABİLİR
Kalp üfürümleri her yaşta görülmekle birlikte, masum üfürümler sıklıkla 4-5 yaşından sonra tespit edilebilmektedir. Doğumsal kalp hastalıklarına bağlı patolojik üfürümler doğumdan itibaren duyulurken, edinsel hastalıklara bağlı üfürümler her yaşta ortaya çıkabilir. Bununla birlikte yenidoğan ve bebeklik döneminde duyulan masum üfürümler de bulunmaktadır.
ÇOCUKLARDA ÇOĞUNLUKLA MASUM ÜFÜRÜM GÖRÜLÜR
En sık 4-5 yaşlarında ortaya çıkan masum üfürümler ateş yükselmesi, koşma ve kalp hızını artıran diğer durumlarda daha yüksek şekilde duyulabilmektedir. Çocuklar genellikle ateşli iken doktora götürüldüklerinden bu muayenelerde üfürüm daha iyi hissedilebilmektedir. Masum üfürümlerin duyulma şiddeti bu gibi durumlarda artabileceği gibi, zamanla azalıp kaybolabilmekte ya da aynı şekilde devam edebilmektedir.
PATOLOJİK ÜFÜRÜMLERE DİKKAT!
Çocuklarda duyulan üfürümlerin daha az bir oranını patolojik üfürümler, yani altta yatan kalp hastalıklarına bağlı üfürümler oluşturmaktadır. Bu kalp hastalıkları doğumsal olabileceği gibi, geçirilen bazı hastalıkların kalbi etkilemesiyle kalpte kalıcı bulguların oluştuğu edinsel hastalıklar da olabilmektedir. Doğumsal kalp hastalıklarında doğumdan itibaren üfürümler duyulurken, edinsel (kazanılmış) hastalıklarda üfürümler daha sonra herhangi bir yaşta ortaya çıkabilmektedir. Örneğin akut romatizmal ateş kalbi etkileyerek kalp kapaklarında hasarlanmaya, aort, mitral kapak hastalıklarına ve üfürüme sebebiyet verebilmektedir. Akut romatizmal ateş genellikle 5-15 yaşları arasında sık karşılaşılan bir durum olurken, üfürüm de bu yaşları izleyerek ortaya çıkmaktadır. Kalbi etkileyen bir başka hastalık Kawasaki hastalığıdır, buna ek olarak juvenil romatoid artrit, sistemik lupus gibi hastalıklarda da nadiren kalp etkilenmektedir. Bu hastalıklarda da izleyen dönemde üfürüm görülebilmektedir.
ÜFÜRÜME EŞLİK EDEN GELİŞİM GERİLİĞİ VE MORARMAYA DİKKAT!
Üfürüm tespit edilen çocuklarda altta yatan nedenle ilişkili olarak az ya da çok belirti ve bulgular ortaya çıkabilmektedir. Bazı durumlarda da tek bulgu üfürüm olabilmektedir. Doğuştan kalp hastalıklarının önemli kısmını kalp içi delikler ve büyük damarlar arası açıklıklar oluşturmaktadır. Bu delikler küçük olduğunda genellikle belirti vermez, ancak muayene sırasında üfürüm ile fark edilir. Kalp delikleri büyük olduklarında ise kilo alamama, beslenme güçlüğü, solunum ve sık solunum yolu enfeksiyonu gibi sıkıntılar görülür.
Fallot tetralojisi, büyük damarların ters çıkması gibi hastalıklarda ise morarma ve nefes sıkıntıları fark edilebilmektedir. Bunların ötesinde daha ağır birçok kompleks doğumsal kalp hastalıkları görülebilmektedir. Bu kalp hastalıklarında genellikle morarma, nefes darlığı, çabuk yorulma, beslenme güçlükleri, kilo alamama gibi belirtiler sıklıkla ortaya çıkabilmektedir. Bununla birlikte çok nadir de olsa bazı önemli kalp hastalıklarında belirtilerin çok sinsi olabileceği ve bu durumun tanı ve tedavide gecikmelere yol açabileceği unutulmamalıdır.
GENETİK VE ÇEVRESEL FAKTÖRLER ÖNEMLİ
Doğumsal kalp hastalıklarının oluşumunda genetik ve çevresel etkileşim rol oynamaktadır. Sendromik durumlar, kalıtsal hastalıklar ve kromozomal anomaliler riski artırmaktadır. Bununla birlikte ebeveynlerinde veya kardeşlerinde doğumsal kalp hastalığı olanlarda da olmayanlara göre artmış hastalık riski söz konusu olmaktadır. Mitral ve aort kapak hastalıkları gibi romatizmal kapak hastalıklarına sebep olan akut romatizal ateş ise Beta hemolitik stereptekok ile üst solunum yolu enfeksiyonu geçirenlerde görülmektedir. Çevresel faktörlerden etkilenen akut romatizmal ateş, kalabalık ve düşük sosyoekonomik düzeyli toplumlarda daha çok izlenmekte ve genetik yatkınlığı olması nedeniyle tekrarlama olasılığı bulunmaktadır.
ÜFÜRÜMÜN AYIRICI TANISININ KONULMASI GEREKİR
Çocukların kalplerinde duyulan üfürümlerin mutlaka bir pediatrik kardiyoloji uzmanı tarafından ayırıcı tanısının konulması gerekmektedir. Teşhisin ardından gerekirse izlem ve tedavi planlaması yapılmalıdır. Aksi durumda masum üfürüm yanılgısı ile geri dönüşümsüz süreçlere girilme riski bulunmaktadır.
MASUM ÜFÜRÜMLER İÇİN HERHANGİ BİR TEDAVİ GEREKMİYOR
Masum üfürümler hastalık belirtisi olmadığından tedavisi gerekmemekte ve çocuğun yaşamını, fizik ve spor aktivitelerini etkilememektedir. Kalp hastalıklarına bağlı üfürümlerde ise tedavi ve izlem yaklaşımları altta yatan nedene göre değişmektedir. Bununla birlikte üfürüme sebep olan bütün kalp hastalıklarının tedavisi gerekmeyebilir. Örneğin kalpteki küçük deliklerin, hafif derecedeki kapak darlıklarının ve yetmezliklerinin tedavisi gerekmez. Ancak yaşam boyu oluşabilecek yan bulgular ve komplikasyonlar bakımından ömür boyu izlenmelidir.
ÖNEMLİ BİR KALP PROBLEMİ VARSA GİRİŞİMSEL VEYA CERRAHİ YÖNTEMLER KULLANILIYOR
Kalpteki deliğin büyüklüğüne, kapaktaki darlığın veya kaçağın miktarına göre bu rahatsızlıkların bir kısmı sadece rutin kontrollerle, bir kısmı ilaç tedavileri ile takip edilmektedir. Klinik olarak önemli delikler, darlıklar, yetmezlikler ve daha önemli yapısal kalp hastalıkları söz konusu olduğunda ise girişimsel veya cerrahi yöntemlerle tedavi planlanmalı ve ömür boyu takip edilmelidir.