









Yeniden Ferah Partisi Maltepe İlçe Başkanlığı’nda gerçekleşen kahvaltı programına; Yeniden Refah Partisi Maltepe İlçe Başkanı Erol Karakoç, ilçe yöneticileri ve partililer katıldı.
“Yaptığımız çalışmalara hız kesmeden devam ediyoruz”
Yeniden Refah Partisi Maltepe İlçe Başkanı Erol Karakoç, “Ülkemizin kurtuluşuna vesile olacak projeler ürettiğiniz ve icra edeceğimiz basın açıklaması programımızın davetine icabet ettiğiniz için teşekkür ediyorum. Anadolu yakasının incisi Maltepe ilçemizde bugüne kadar yaptığımız çalışmalara hız kesmeden devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Yeniden Refah Partisi tarafından hazırlanan kitapların içeriğinden bahseden Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Doğan Aydal, partisinin ekonomiden siyasete kadar yol haritası hakkında bilgiler verdi. Aydal’ın açıklamalarından satır başları şu şekilde:
“O koltuktan kalkın, biraz da biz oturalım’ demek için yazmadık”
“Zor günlerden geçiyoruz. İnanıyorum ki her parti sizlere gelip vaatlerini, söylemlerini, çalışmalarını anlatacaklardır. Bir vatandaş olarak baktığımda diğer partilerin söyledikleri tek şey ‘Hükümet yanlış yaptı.’ Peki hiç yanlış bu, doğrusu da bu şeklinde bir ifade duydunuz mu? Biz partiyi kurduğumuz gün bunu yapmayacağımıza karar verdik. Hükümetin her şeyi doğru yaptığına inansaydık yeni bir parti kurmazdık. O zaman tüm bu yanlışlıkları kaleme dökmeliydik. Sadece lafla, hamasi nutuklarla değil, sayısal olarak ifade etmeliydik. İşte biz bunu yaptık. 2 yıl içinde partimiz adına AR-GE Başkanlığı olarak 6 kitap hazırladık. Toplam 9 bin sayfa… Biz bu sayfaları ‘O koltuktan kalkın, biraz da biz oturalım’ demek için yazmadık.”
“Bunları hazırlarken dünya verilerinden faydalandık”
“Biz Türkiye’yi Biliyoruz kitabını gelecek yıllarda da işiteceksiniz. Bu devletin elinde olmayan kitaptır. Görünen sayfa sayısı 536. Gözükmeyen kısmı ise 7 bin 198 sayfa. CD’si içinde toplam 7 bin 722 sayfa... Bu kitabı hazırlamak 1.5 yıl sürdü. 2022-2020 arasında devletteki değişimleri gösteriyor. Devlet Planlama Teşkilatı kapatıldığı için maalesef devletin elinde böyle bir kitap bulunmuyor. Basın yayın organlarını ziyarete gittiğimizde bu kitaplardan dağıttık. Bu kitapları iktidara biz gelelim, biz uygulayalım diye yazmadık. Bunları hazırlarken dünya verilerinden faydalandık. Olmayan bir şeyi itham ederek yazmadık. Belgenin de kaynağını gösterdik.”
“Her sene dışarıya 40-50 milyar dolar doğalgaz parası ödüyoruz”
“Bu adamlar kötü, yanlış yapıyor. İktidara gelince görürsünüz’ cümlesini asla kullanmayacağız. Çünkü biz ülkeyi ayağa kaldırmanın şeklini bilmiyorsak hiçbir talepte bulunmayalım. Dünyadaki ekonomi politikalarının özünü alıp, ülkenin de şartlarına uygulayarak nasıl kalkınacağımızı biliyoruz. Bu hükümet enerji tercih seçiminde hata yaptı. Her sene dışarıya 40-50 milyar dolar doğalgaz parası ödüyoruz. Bunu ödemeye mecbur değildik. Allah’ın bizlere lütfettiği güneş enerjisinin Türkiye’deki potansiyeli 380 bin megawatt. Fakat Türkiye 80-90 yılda kurabildiği gücü 98 bin 492 megawatt. AKP hükümeti 20 yılda bu potansiyelin yüzde 2’sine dokundu. Neden? Çünkü doğalgaz ve petrol lobileri güneş enerjisinin önü açılmasın diye her şeyi yaptılar.”
“Adana’ya bedava elektrik verilebilir”
“Uydu verilerini kullanarak Seyhan ve Ceyhan’a bağlı kanalların boyutunu ölçtük. 4-65 metre arasında değişen 439 km üstü açık kanal var. Adana’da bu su kaynaklarının yarısı buharlaşıp gidiyor. Bir yardımcım güneş fabrikaları sahibi. Kendisinden bu kanalları üstünün örtülmesi için gereken maliyeti hesaplamasını istedim. Bu kanalların üstünü kapatmakla 835 megawatt gücünde bir santral yapabiliyoruz. Tüm maliyeti ise 9.2 milyar lira. Yıllık 2.5 milyar lira geliri var. 3 senede tüm maliyeti çıkartıyor. Ondan sonra da Adana’ya bedava elektrik verilebilir. Bunların tüm detayları kitabımızda göreceksiniz.”
“Biz elimizdeki suyun değerini bilmiyoruz”
“Türkiye Cumhuriyeti’nin 567 tane meteoroloji istasyonu var. Ülkemizin kullandığı ortalama suyun değeri 40-44 milyar metreküp arasında değişir. Bunun en fazlası da tarımda kullanılır. Karma, salma, püskürtme gibi tekniklerle bu suyun büyük bölümü heba edilir. Fakat damla su sistemine çevirdiğiniz gün kullanılan suyun 3’te 2’si boşa tüketilmez. Ayrıca kalite, verim artar. Ayarında su vermezseniz ürünlerin tadı da olmaz. Dolayısıyla tasarruf edeceğimiz suyu satacağız. Turgut Özal döneminde Gazze ve İsrail’e su gönderilecekti. Tüm boru hatları hazırlanmıştı. Metreküpü 1.5 dolardan anlaşılmıştı. Su için savaş yapılırken, biz elimizdeki suyun değerini bilmiyoruz.”
“Birleşik barajlar projesinde bu israfın önüne geçiliyor”
“Diğer bir projemiz ise birleşik barajlar projesidir. Özellikle yoğun yağışlarda barajların kapakları açılıyor. Uluslar arası teamüllere göre sınırı aşan barajlarda komşunuza 350 metreküp vermek zorundasınız. Cumhurbaşkanı, Esad ile kebap yediği günlerde bunu 500’e yükseltti. Buna rağmen o kadar çok su geliyordu ki 700-800 metreküp su verdiğimiz aylar oldu. Birleşik barajlar projesinde bu israfın önüne geçiliyor. Keban Barajı’nı da buna örnek olarak gösterdik. Kitabımızda suların nereye, ne şekilde gideceği detaylı olarak anlatılıyor.”
“Bu ve benzeri projeler kitaplarımızda var”
“Türkiye 2 milyon ton gübre ithal ediyor. Ekibimizde yer alan bir başka profesör arkadaş düşük kalorili nükleerden gübre imal etti. Türkiye’de denendi. Bir firma aldı ve 10 misli fiyatla Türkiye’de sattı. Bu sistem ile Türkiye’nin gübre ihtiyacını 150 milyon dolarla kapatma şansı doğdu. Bu kadar basit. Bu ve benzeri projeler kitaplarımızda var.”
“Kitabımızda 36 ayrı konuyu işledik”
“Ülkemizin sorunlarına ve çözümlerine yönelik hazırladığımız kitabımızda 36 ayrı konuyu işledik. Devlet Planlama Teşkilatı’nın kapatılmaması konusu bunlardan biri. DPT, 5 yıllık projeksiyonlar yapar ve toplumun önüne koyar. Ardından Türkiye’nin gideceği konumu tanımlardı. 2011’de BTP ve Hıfzıssıhha kapatıldı, savaşa girdik. Bunların tesadüf olduğunu düşünürseniz yanılırsınız. BTP olsaydı İstanbul Havalimanı ve lüzumsuz birçok havalimanı yapılmazdı.”
“Türkiye dışarıya bağlı vaziyette”
“Türkiye dışarıya bağlı vaziyette. Bu hükümet döneminde inanılmayacak işlere imza atıldı. Öylesine kararlar aldılar ki ‘çiftçimi, üreticimi desteklemeyeceğim. Verdiğim destekler de GSMH’nın yüzde 1’ini geçmeyecek’ diyorlar. Bunu da Dünya Ticaret Örgütü’ne taahhüt edildi. AKP döneminde ekilmemek üzerine terk edilen toprak 33 milyon boyutu 33 milyon dönüm. Ayçiçeğindeki firmaların Türk firması olduğunu düşünüyorsanız aldanıyorsunuz. Dünyada tarım alanında alım-satımda 4 tane önemli firma var. Bu firmalar kartel oluşturdu. Fiyatlar Edirne borsasında belirleniyor. Vatandaşın maliyeti 4 lira 70 kuruş. Üzerine biraz kar payı ekleyip satacak. Fakat Edirne borsası, bu firmaların baskısı sonrası verdiği fiyat 3 lira 30 kuruş. Bunlar Tarım Bakanlığı’nın raporunda var. Türkiye, AKP hükümetinin iktidara geldiği gün 1.1 milyon ton ithal ederken, şimdi ise 10 milyon ton ithal ediyor. Çünkü buğday üretmeyi bıraktık. Türkiye her yıl ithal ettiği ton başına 54.6 dolar fazla para verdi.”
“Bir devlet bunu riske alamaz”
“Tarımda ihracatımız 1.5 milyar dolar daha fazla. Fakat bu paralar da bizim değil. Dolayısıyla Türkiye’de kötü bir yönetim var cümlesini tercih etmiyorum. Türkiye’de idare yok. Kötü deyince bir idare anlaşılır. Ama maalesef hiç idare yok. Türkiye hiçbir döneminde bir maddede başka bir ülkeye yüzde 35’ten fazla bağlanmamıştı. Bu devlet teamülüydü. Yıllık 10 milyon buğday ithal ediyoruz. Bunun 9 milyon tonunu Ukrayna ve Rusya’dan ithal ediyoruz. Rusya buğday veriyorum dese ekmek 10 lira olur. Bir devlet bunu riske alamaz. Ekmeksiz ülkemiz yaşayamaz. Her şeyinizi de dışarıya bağlamışsınız.”
“Hiçbir ülke birbirinden üstün değildir”
“İslam ülkelerini bir araya getirdiğiniz de Arap ülkeleri Mısır’ı kutup gibi görürler. Her kararda Mısır ne diyor diye bakarlar. Fakat D8 öyle değil. Hiçbir ülke birbirinden üstün değildir. O dönemde rahmetli Hocam Necmettin Erbakan, D8 dinarı diye bir ifade kullandı. Fakat kimse umursamadı. Bunu 21. yüzyılda genç kardeşlerimin anlayacağı ifadeyle D8 coin olarak nitelendirdim.”
Göksenin Aktaş-İstanbul Gündemi