Millet İttifakı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu, muhtarların ardından günün ikinci yarısında da şoför esnafıyla buluştu.
Millet İttifakı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu, sabah muhtarlarla buluştuğu otelde, öğleden sonra da şoför esnafıyla bir araya geldi. ´´İstanbul Adil Bir Kent Olacak´´ başlığıyla düzenlenen toplantıya katılan yüzlerce esnaf, İmamoğlu´nu ayakta, alkışlayarak ve ´´Her şey çok güzel olacak´´ tezahüratıyla karşıladı. Toplantıya, yerli ve yabancı medya mensuplarının ilgisi de yoğun oldu. Salonda, ´´Dik dur eğilme servisçiler/taksiciler seninle´´ sloganı atıldı. İmamoğlu, şoför esnafına yaptığı konuşmasına, ´´İstanbullunun canını, malını, İstanbul´un yükünü taşıyan, bu kente hareket, dinamizm katan, ulaşım ve taşımacılık sektörünün çok değerli temsilcileri, hepiniz hoş geldiniz, şeref verdiniz.´´ sözleriyle başladı.
İMAMOĞLU: ´´EKREM İMAMOĞLU´NDAN SORUMLU BAKAN ATAYACAKLAR!´´
´´Birileri Ekrem İmamoğlu ile uğraşacaklar, onların vakti çok´´ diyen İmamoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: ´´Hatta Ekrem İmamoğlu´ndan sorumlu bakan atayacaklar. Ekrem İmamoğlu´nun soyuna sopuna bakacaklar, bazen şeytanın aklına gelmeyen cinliklerle uğraşacaklar. Benim işim, seçime 4-5 gün kala bile, vatandaşlarımızın, sektörlerin sorunlarını nasıl çözeceğimizle ilgileneceğim. Farkımız burada. Akıl tutulması yaşayan insanlar var. Bu iktidar hırsı, birçoklarında yoğun bir kibre de dönüşmüş. Allah kibirden korusun. Kibirli yöneticiden Allah bu memleketi ve milleti de korusun. Çünkü egoizm, bireysel çıkarlar, sadece kendini düşünen dışa kapalı bir anlayış, Allah korusun, bu memleketi ve milleti her tür kaosa, sıkıntıya sürükleyebilir. Bu tarz sorunları yaşayan ve yaşatan siyasiler, yöneticiler gerçekten bu şehre zarar verir. Onların vereceği zarardan bu şehri ve memleketi koruma görevi, 23 Haziran´da, bu şehrin 16 milyon insanına düşmüştür.´´
´´MİLLETİMİN EKMEĞİNİN PARTİSİNİ TEMSİL EDECEĞİM´´
´´Sizin sorunlarınızı paylaşmaya geldim´´ diyen İmamoğlu, ´´Bu paylaşımı yaparken gelen, gelemeyen, gelmesi engellenen, gelmesi hususunda siyasi davranan ya da siyasi davrananların hükmüne ve idaresine girmiş yöneticilere de Allah yardım etsin. Onlara bu baskıyı kuran, bu baskıdan medet uman, buradan birkaç oy çıkarabilir miyim diye düşünen siyasilere de Allah akıl versin. Onlara da tedaviyi ancak Allah´tan diliyorum. Başka yapacak bir şeyim yok. Benim de partim var, partili arkadaşlarım var. İttifak partimiz var. Siyasi sorumluluklarım var. Allah şahit, siZler de şahit olun ki, bu göreve başladığım gün itibariyle, hangi siyasi makamda bulunursam bulunayım, milletimin ekmeğinin partisini temsil edeceğim. O zaman herkes ekmek verme yarışına girsin. Ben, sizin ekmeğiniz için, milletimizin de iyi hizmet alabilmesi için çalışacağım´´ şeklinde konuştu.
´´ÇOCUKLARIN PARTİSİNİN BAŞKANIYIM!´´
İmamoğlu, şoför esnafına çocuklarla olan bir anısını anlattı ve onlar için nasıl bir belediye başkanı olacağını tarifledi: ´´Çocukların çok sorunlarını dile getirdim. Bu şehir çocuk şehri. Bu şehirde bulunan sadece 0-4 yaş arası çocuk sayısını geçen Avrupa´da 10-15 şehir var. Ben, ilk olarak bu şehrin çocuklarını düşünmeyeceğim de Allah aşkına neyi düşüneceğim. Siyaseten çocukları ve halkı unutmuş olan bu zihniyete, çocukları konuşturtmaya başladık. Sanki yeni yeni keşfetmiş gibi, 25 yıldır bu şehri yönetmiyorlarmış gibi ağzı dolu dolu ´Kreş açacağız´ diyorlar. Biz, ağzımız dolu dolu söyleyebiliriz de siz nasıl adapte oldunuz bir anda? Çocukların tazecik kalpleri bunun farkında. Eyüp´te dolaşıyorum. 2 çocuk yanıma geldi. ´Biz, seni çok seviyoruz´ dediler. Biri, ´Ben, senin mitingine de geldim´ dedi. ´Siz´ dedi, ´Çocukların partisinin başkanısınız´ dedi. Benim belediye başkanlığımı herkes kendisine göre tanımlayabilir. Kimine göre çocukların başkanıyım. Kimine göre haksızlığa uğrayanların başkanıyım. Kimilerine göre, gariplerin ve mazlumların başkanı, sizlere göre de ekmeğinizin başkanıyım.´´
´´SÖKÜP ATIN ZİHNİNİZDEKİ KORKUYU´´
Esnafa, ´´Söküp atın zihninizden korkuyu´´ diye seslendikten sonra şunları söyledi:´´Kimden korkuyorsunuz? Korku, bir toplumun en çok uzak durması gereken bir duygu. Ben, Ekrem İmamoğlu. Belediye Başkanınız olarak size söylüyorum. Çalışanlarıma da söyledim. Sizi zorla mitinge götüren bir belediye başkanınız olmayacağım. Belediyenin önünde, 20-30 kişi toplayıp, zorla miting yapıp, Ekrem İmamoğlu aleyhinde konuşun diye benim adıma hiçbir yönetici, böyle bir irade kullanamaz. Ben, bu millete barış, özgürlük, mutluluk, eşitlik vadediyorum. Bir kanal gitti ya dedemin mezarına çekim yapmaya, onun bir lafı bize emanettir: Makamınız büyüdükçe boynunuz bükülsün.´ Ben, size tüm tevazuumla, tüm ahlakımla, tümüyle bu işi görev kabul ederek kendisini sizlere, sizleri de Allah´a emanet ederek yola çıkmış bir kardeşinizim.´´
´´YAHU SARILSANA BANA!´´
İmamoğlu, esnafa ikinci anı olarak da rakibi Binali Yıldırım ile 8´nci Cumhurbaşkanı merhum Turgut Özal´ın mezarlık ziyaretinde karşılaşmalarını anlattı: ´´Sayın rakibimle karşılaştık. Kendisine doğru gidip tokalaşmak istedim. Ben ona sarılmak istediğimde, beni görünce elimi tuttu mu tutmadı mı hemen gitti. Yahu sarılsana bana. Ben de sana sarılayım. Sarılmaktan korkuyorlar. Neden biliyor musunuz? Sarılmak için bile izin almak zorundalar, ´Acaba biri bir şey der mi´ diye. Kimden korkuyorsunuz? Onun için, göreceksiniz, ben, benim gibi düşünmeyen insanlarla önce konuşmayı ve konuşturmayı bu şehre alıştıracağım. Benim gibi düşünmeyebilir. Önemli değil. Bana laf yetiştirmesine gerek yok. Ben, dersime çalışmış bir insanım. Zaten bu şehrin geçmişi anlatanlarla da işi yok. Geleceği anlatanlarla bu şehir büyüyecek.´´
´´BUNUN ADI: EMEK HIRSIZLIĞI!´´
´´Esnaf odalarımızla, zorlasalar da kassalar da kaçırsalar da kapatsalar da görüşüyoruz´´ diyen İmamoğlu, şunları söyledi: ´´Görüşmeye de devam edeceğiz. Dertlerini, taleplerini dinledik, çözümlerimizi de duyuracağız. Uzman arkadaşlarımızı yolladık. Biliyoruz ki her gün artan maliyetler nedeniyle sizlerin ekmeği küçülüyor. Zarar ediyorsunuz. Çözüm noktasında muhatabınız bile yok. Biliyorum. Esnafımıza bunu söyledim. Bunları söyledim ya, yarın rakibim de aynı şeyi söyler. Ben, yönetenlere söylüyorum ama o kime söylüyor onu anlamış değilim. Yönetenler vaat vermez, yapar. Ben, servisçi kardeşlerimizin yıllardır tehdit edildiği bir belgeyi vereceğim diyen, delikanlı bir siyasetçiyim. Bizim 18 günde başlattığımız süreçler, talimatlar yerine geldikçe, ´Bunu ben yaptım´ diyenler var. Ben, seçilmiş belediye başkanıyım. 18 gün görev yaptım. Şu anda verilen hukuksuz karar gereği, sürece emanet olarak bakan, vekalet eden İstanbul Valisi var. İstanbul Valisi adına, ´Ben yaptım´ diye sağda solda benim elim plakaları tutuştursalar, Allah şahit bilin ki utanırım, gitmem. Niye utanırım biliyor musunuz? Bunu adı, ´Emek hırsızlığıdır´. Utanırım, yapmam. Bu tavırların ve davranışların düzelmesini diliyorum.´´
´´SON 3 GÜN İMAMOĞLU HAKKINDA NELER DUYACAKSINIZ NELER!´´
Esnafla, ´´Yarından sonra neler diyecekler? Şu son 3 gün var ya. Ekrem İmamoğlu hakkında neler duyacaksınız, neler?´´ şeklinde dertleşen İmamoğlu, Dediler zaten de. Ne dediler? Oralı, buralı. Herkesin etnik kökeni şerefidir, namusudur. Kimse kimseye etnik kökeni üzerinden üstünlük kuramaz. İnancımız gereği Allah´ın kuluyuz. Herkese insan gözüyle bakarız. Neler daha uyduracaklar? Terörist dediler, o dediler, bu dediler. Bir de bunlar insanın yüzüne bakarak dinini, partisini anlıyorlar. Böyle bir karakterleri var. Terör örgütü üyesi diyecekler, onu diyecekler, bunu diyecekler. Şuradaki insanların arasında bile benim 7 yaşımdan beri tanıyanlar var. Sabah izledim. Bir çizgi filmde beni proje diye robot yapmışlar. Ama diyor ki robotun içinde Ekrem İmamoğlu´nun sesiyle, ´Ben, bu güzel Türkiye Cumhuriyet´inin bir projesiyim´ diyor. Bu proje, bize şunu emreder: Bu şehri birlikte yöneteceğiz. Ulaşımda birlikte çalışacağız. Toplu taşımayı birlikte geliştireceğiz. Kalite, konfor ve güvenliği arttıracağız. Belediyenin kurumsal yapısı içerisinde de temsiliyeti arttıracağız.´´ diye konuştu.