Şahi toplarından günümüze ulaşanlardan 2’si Rumelihisarı’nda, 2’si Harbiye Askeri Müzesi’nde, 1’i ise Eyüpsultan Meydanı’nda bulunuyor. Eyüpsultan Meydanı’nda yeşil alan içerisinde bulunan Şahi topu bir anlamda Eyüpsultan’ın simgesi haline geldi. Şahi topu uzun yıllardır vatandaşların da büyük ilgi odağı oluyor. Her gün onlarca insan gelip geçerken bu muazzam eseri hayranlıkla seyrediyorlar.
Bir devre damgasını vurmuş Şahi topunun hikayesi ise şöyle:
Fatih Sultan Mehmet Han, İstanbul’un Fethi öncesi, o zamana kadar görülmemiş bir top yapılmasını istedi. Şahi toplarının çizimlerini ve projesini bizzat Fatih Sultan Mehmet Han kendisi yaptı. Öyle ki geometrik ve logaritmal anlamda güllenin nereye düşeceği dahi yine kendisi tarafından hesaplandı. Macar asıllı top döküm ustası Urban ve Osmanlı mühendisleri Mimar Muslihiddin Ağa ile Saruca Paşa, Şahi isimli devasa topları yaptılar. Üç ayda dökülen ve 1453 Şubat ayında Edirne’den yola çıkan topların en büyüğü Topkapı önüne yerleştirilmişti.
ZAMANININ MÜHENDİSLİK HARİKASI
Topun namlu uzunluğu 8 metre, namlu çevresindeki bronzun kalınlığı 20 santim, fırlattığı güllelerin ağırlığı ise, yaklaşık 678 kiloydu. Bu gülleler, Karadeniz‘den getirilen siyah bir taş ve mermerden yapılmıştı. Top, bir gülleyi yaklaşık bir mil uzağa fırlatabiliyordu, sesi kilometrelerce uzaktan duyuluyordu. Güllenin düştüğü yerde ise iki metrelik bir çukur açılıyordu. Bu kadar büyük bir topun bölgeye nakledilmesi hiç de kolay değildi. Bu top için, 60 manda tarafından çekilen özel bir araba yapıldı. O kadar ağırdı ki, bu topu hiçbir öküz arabasının taşıyamayacağı hesaplanarak iki parça halinde kalıplara dökülmüştü.
DAYANIKLI MADENLER KULLANILDI
İstanbul‘un kuşatılması için 50‘den fazla Şahi Topu üretildi. Bu topların neredeyse tamamına yakını, bakır ve kalayın karışımıyla elde edilen tunçtan dökülmüştü. Çünkü tunç, pahalı ama dayanıklıydı. Oysa aynı dönem bakır ve kalay pahalı olduğundan Avrupa‘da toplar, maliyeti daha düşük olan demirden yapılıyordu.