Ümraniye Belediye Meclisi Aralık Ayı birinci oturumunda AK Parti Grubu adına söz alan meclis üyesi ve aynı zamanda AK Parti Ümraniye Kadın Kolları Başkanı Hülya Taşçı, geçmişte türbanlı kadınların büyük zorluklar çektiğini, bugün ise AK Parti hükümeti sayesinde kadınların ayrımcılığa uğramadan hayatın her alanında rol aldığını belirtti.
Hülya taşçı, “28 Şubat sürecinde İstanbul Üniversitesi önünde bekleyen, içeriye alınmayan bir kardeşiniz olarak, bugün buralarda var olmamızı sağlayan, 7 Haziran 2015’te TBMM’ne başörtülü milletvekili arkadaşlarımızın var olmasını sağlayan bununla birlikte tüm kamu kurumlarında başörtülü olarak vazife yapabilme hakkını bizlere veren Liderimiz Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a şükranlarımı arz ediyorum. Bu duygu ve düşüncelerle, AK Parti grubu adına sayın meclisi saygıyla selamlıyorum” diyerek konuşmasına başladı.
“GURUR VERİCİ”
Taşçı sözlerine şöyle devam etti:
“5 Aralık Kadın Hakları günü bir başka ifadeyle Türk Kadının seçme ve seçilme hakkı verilmesi günüyle alakalı söz almış bulunmaktayım. Kadınlara, 1930 yılından itibaren çıkarılan yasalar ile önce Belediye seçimlerine katılma, sonra köylerde muhtar olma, ihtiyar meclislerine seçilme hakkı tanınmıştır. Akabinde Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından Türkiye Cumhuriyeti’nde 5 Aralık 1934’te Anayasa ve Seçim Kanunu’nda yapılan yasa değişikliği ile kadınlara Milletvekili seçme ve seçilme hakkı verilmiştir.
'Dünyanın gelişmiş demokrasileri' diye ifade edilen çoğu ülkelerden onlarca yıl evvel böyle bir adımın Meclisimizde ve ülkemizde atılmış olması bir gurur vesilesidir.
AK Parti Genel başkanımız, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan; Türk kadınına seçme ve seçilme hakkı verilişinin 86. yıldönümü nedeniyle yaptığı konuşmasında, AK Parti’nin Türkiye’de kadınların hem sayıca en çok hem de en aktif yer aldıkları parti olduğunu ifade etmiştir. Hiçbir partinin böyle bir özelliğinin olmadığını söyleyen Cumhurbaşkanımız; “Kadın kollarımızın şu anda geldiği mevcut üye sayısı 5 milyon 200 bini bulmuştur. Kadınıyla, erkeğiyle diğerlerinde böyle bir durum söz konusu değil. Bu sayı diğer siyasi partilerin toplam üye sayılarının bile üzerindedir. Hükümetlerimiz döneminde kadınlarımızın sadece siyasette değil, hayatın her alanında hak ettikleri seviyeye gelebilmeleri için büyük gayret gösterdik ve göstermeye de devam ediyoruz.” diyerek kadınların siyasette olmasının önemine özellikle vurgu yapmıştır.”
AK Partinin önemli icraatlarından biri de Kadın Milletvekili sayısında açtığı çığırdır. 2002 öncesi TBMM’de Kadın Milletvekili sayısı 22 iken günümüzde AK Partinin Türk siyasi hayatına dahil olmasıyla 103’e yükselmiştir. Bu sayının yarıdan fazlası AK Parti Milletvekilidir.
“KADINLARIMIZIN TARİHE ALTIN HARFLERLE KAZINACAK HİKÂYELERİ VARDIR”
Bizim kadınlarımız dünyanın en fedakâr kadınlarıdır. Yeri gelir, Erzurum‘da Kara Fatma olur. Balkanlardan, Kafkaslara kadar cephe cephe dolaşır. Yeri gelir Hafız Selman olur. Tüm şehri organize eder cepheye lojistik destek sağlar. Yeri gelir Şerife bacı olur. Bu yolda kendisi de şehadete yürür. Yeri gelir Nene Hatun olur.
Yıldız Gürsoy olur, 15 Temmuz‘da hain darbecilerin karşısına yiğitçe dikilerek şehadete ulaşır. Bizim kadınlarımızın, bizim annelerimizin, bizim eşlerimizin, bizim kız kardeşlerimizin işte böylesine tarihe altın harflerle kazınacak hikâyeleri vardır. Kadın ve Erkek her mücadelede beraber ve omuz omuzadır.
Ancak kadınlarımızın önünde çok büyük engeller tarih boyunca var olagelmiştir. Yakın geçmişte kadınlara yönelik ayrımcı davranışlar kadınlara yönelik yüz kızartıcı adaletsizliklere şahit olduk.
Düne kadar ülkemizde eğitim kurumlarından zorla uzaklaştırılan, eğitim ve öğretim hakkı ellerinden alınan kızlarımız vardı. Bu yaşananları unutmak mümkün değildir.
Bunları ortadan kaldırmak için, Millet iradesinden güç alan, AK Parti iktidarı döneminde gerek anayasal reformlar, gerek yasal reformlar ve idari uygulamalarla bu engelleri bir bir kaldırılmıştır.
1934‘te başlayan milletvekili seçilme hakkının ete kemiğe bürünmesi ve kuvvetten fiile dönmesi kolay olmamıştır.
Ayrımcılık yüzünden Türkiye’deki kadınlar her ne kadar 1934 yılında seçme-seçilme haklarını elde etmişlerse de, çok uzun süre haklarını gerçek manada alamamışlardır.
Türk siyasetinin kapıları uzun dönem ülkemizdeki kadınların kahir ekseriyetine kapalı kalmıştır. Sadece siyasetin değil, üniversiteler başta olmak üzere eğitim-öğretim kurumlarının da kapıları kapalıydı.
Kadınlara seçilme hakkı verilmesinden 65 yıl sonra Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında neler yaşadığını hepimiz gayet iyi hatırlıyoruz.
Türkiye’nin kendisine ve tarihine asla yakışmayan bu utanç sahnelerine son verebilmesinin ancak AK Parti’nin kararlı mücadelesiyle mümkün olmuştur. Kadınlara seçme ve seçilme hakkının verildiği tarih olarak, 5 Aralık 1934‘ü anarken, bu hakkın tam anlamıyla tekamül ettiği tarihin Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde 31 Ekim 2013 olduğunu bir kez daha burada vurgulamak isterim.
Şükürler olsun ki; günümüzde, vesayet kurumlarının tasfiyesiyle bugün kadınlarımız Mecliste hür, serbest şekilde görevlerini yapabilmektedirler. İlk başörtülü meclis üyesi başkan yardımcısı AK Parti Sancaktepe Belediyesinde Sayın Şeyma Döğücü görev almıştır. Bugünde İstanbul’da ilk defa Başörtülü Sancaktepe Belediye Başkanı olarak görevine devam etmektedir. AK Parti yerel seçimlerde diğer siyasi parti dağılımlarının içerisinde kadın kotasının en yüksek olduğu parti AK Partidir. AK Parti bütün dönemlerinde kadın kotasına ve kadın temsiliyetine önem veren parti olarak siyasi tarihinde yerini almıştır.
Kadına yönelik şiddet, ekonomik, sosyolojik, eğitim gibi, birçok konuyu ilgilendiren, çok farklı bileşenlerin etkilediği konulardandır.
'Kadın cinayetleri' olarak bildiğimiz ve kadın haklarının üzerine bir kara bulut gibi çöken, başta Münevver Karabulut, Emine Bulut, Ayşe Tuba Arslan ve daha dün, tazecik, gencecik ömründe menfur, hain bir cinayetle hayatına son verilen Ceren Özdemir, Özgecan ve ismini anamadığımız hunharca katledilen kadınlarımızdan bazılarıdır. Aile içi şiddete maruz kalmış nice kadın mağdurlar ve bir de gündemde olan bir siyasi partinin haklarını savunamadığı hatta ört bas etmeye çalıştığı taciz mağdurlarını da unutmamız gerekir.
Kadına karşı şiddeti ortadan kaldıracak, aile içi şiddetin önlenmesine dair bir takım yasal düzenlemeler de AK Parti ile gündeme gelmiş, kadınlarımıza kol kanat geren Devletin şefkat eli uzanmıştır. Son olarak, vurgulamak istediğimiz bir diğer mesele de şudur ki; Kadınlarımız terör şiddetinin de mağdurudurlar.
İşte Diyarbakır‘da, yüreği yaralı kadınlar, anneler evlatlarını arıyorlar. Şu anda PKK terör örgütünün elindeki, kaçırılan 15-22 yaş arasındaki kızlarımız, evlatlarımız bulunmaktadır.
Bunlar kaçırıldıktan kısa bir süre sonra maalesef her türlü istismarla karşı karşıya kalıyorlar. Bugüne kadar binden fazla kadın, terör örgütten kaçarak teslim oldu ve itirafçı oldu; birçok itirafçı, örgütün kirli yüzünü ortaya dökmüşlerdir. Maalesef, kaçmayı başaramayanlar ise ajan olarak suçlanarak infaz edilmiştir.
Yani bugün kadınlara karşı şiddeti konuşurken, terör şiddetini de konuşarak ve bu konuda bütün siyasi parti grupları olarak, samimi olarak, çifte standartta düşmeden, şiddetin her türlüsünü lanetlemek, kadına karşı şiddetin her türlüsüne karşı, gayret göstermek zorundayız.
İnsan olan, vicdan sahibi olan hiç kimse bunları görmezden gelemez. Bunlara karşı sessiz kalamaz. Bütün seçilmiş kadınların 5 Aralık Kadın hakları gününü kutlar, bu duygu ve düşüncelerle, AK Parti Grubu adına sayın meclisi saygıyla selamlarım.”