İstanbul Gündemi

İmamoğlu’ndan çarpıcı açıklamalar! ‘İBB’nin en değerli gayrimenkulleri...’

Player yükleniyor...
Haberler / Yerel Yönetimler
3 Eylül 2022 Cumartesi 13:10

“Yine İstanbul halkının malını gasp etmeye dönük uygulamaların bir benzerinin yaşanma ihtimalini ön gördüğümüz bir sürecin açıklamasını yapmak için buradayım” diyen İmamoğlu, çarpıcı ifadeler kullandı.

Ekrem İmamoğlu’nun açıklamaları şu şekilde:

“Kurulan komisyon tarafından İBB‘ye yapının mülkiyeti geçiyor”

“Malumunuz büyük şehir belediye süreçleri olgunlaştığında ve il özel idarelerinin kapatılmasıyla onlara ait bazı yapıların belli kurum ve kuruluşlara dağıtılması söz konusu olmuştu. Bunun biraz öncesinde burası valiliği il özel idareye ait olduğu dönemde 7 Ocak 2009 yılında burası THY ve DOCO arasında bir sözleşme yapılarak 25 yıllığına restore edilerek işletilmesi hususunda bir sözleşme imzalandı. 2011 tarihinde yer altına ilave otopark yapılmasıyla ilgili bir talep doğrultusunda bu talep uygun görünüyor bu otoparkın yapılması karşılığında sözleşme süresi ek protokol ile 31 yıla çıkarılıyor. İl özel idarelerinin kapatılması sonrasında o dönemin yetkilileriyle beraber valiliğin devir paylaştırma komisyonu kararı ile bu mülkiyet 8 Ağustos 2014‘te İBB‘ye devrediliyor. Bu tarihten sonra bu yapılar İBB‘nin mülkü olmuştur. Sözleşmeye esas bütün ödemeler de İBB tarafından sürdürülmüştür. Devirden önce turizm alanı olan otel fonksiyonuna dönüştürülen ve yapının projenin o şekilde tariflendiği bir süreç sonrasında bu yapılar yine otel iken İBB‘ye il özel iradesi tarafından devrediliyor. Pazartesi günü buranın İstanbul halkının elinden alınması sürecine dair oluşturulan mesnetin nasıl uydurma olduğuna dair buranın fonksiyon sürecine dönük bir açıklamam olacak. Onun için altına çiziyorum. Burası turizm alanı, bir otel binası ve bu şekilde işletilmek üzere kiraya verilmişken yine 2014 yılında kanunun yetkiyle kurulan komisyon tarafından İBB‘ye yapının mülkiyeti geçiyor.”

“Yapı gerçekten sahipsiz”

“Burada o süreçten sonra takip başlıyor .Bir kere altını çizelim burası 1012 yılında bitiril-mesi istenen bir proje. Sözleşmenin 2 ve 9. maddeleri de açık olarak 3 yıl içerisinde bitirilip başlaması gereken restorasyon süreci tamamlanmış olması gerekirken 13 yıldır burası bırakın bitişi, durdurulmuş yanlış imalatların olduğu sıkıntılı bir sürecin içerisine dahil olmuştur. Biz İstanbul halkına ait her yapıya sahip çıktığımız gibi terk edilmiş ve hiçbir şekilde ilgilenilmemiş buy yapılara sahip çıkan bir yönetim olduk. İnşaatın sürdürülmediğini gördük. Tüm uyarılarımıza rağmen de faaliyetler devam ettirilmemiştir. Bu kadar değerli bir mülkün ki yaptığımız bağımsız değerleme firmaların çalışmalarında buraların minimum 7 milyon lira civarında bir değere sahip olduğu da ortadadır. Dolayısıyla biz bunu bir şirketin insafına terk edemezdik. o bakımdan arkadaşlarıma talimat verdimi sözleşmeden doğan haklarımızı da kullanarak bu mülke sahip çıkmamız gerektiğini söyledim. Arkadaşlarım bir bilirkişi süreci başlattılar. Bu rapor doğrultusunda da sözleşmeyi fesih ettiler. Çünkü binamız gerçekten çürümeye terk edilmişti. Burada özellikle yaptığımız tespitlerde 4 Şubat 2022‘de koruma kurulu tarihli yazıyla da ispat ediliyor ki yapının çürümeye terk edildiği ortaya konuldu. Dolayısıyla koruma kurulu tarafından da bize acilen bu yapıya müdahale etmemiz konusunda talimat verildi. Artık binanın üzerinde bitkiler ağaçlar büyümekte. Yapı gerçekten sahipsiz.”

“Ne içeri girebiliyoruz ne binayı teslim alabiliyoruz”

“Bina kamuya ait. Bu binayı biz korurken karşımıza talimatlandırılmış kolluk kuvvetleri çıkıyor. Trajikomik, acı bir durum yapıyoruz. İstanbul‘daki yönetim bunu bize birkaç yerde daha yaşattı. Arkasında kim v ar ise bu tür davranışları dün kınadığım gibi bugün de kınıyorum. Elbette bazen yapabileceğimiz şeylerin sınırını biliyoruz. Ama bu tarz kötü kamu gücünün kötü kullanım şekillerin asal unutulmayacağını, yeri geldiğinde hukukun da bu talimatları verenlerden hesap soracağını adım gibi biliyorum. Belediyemiz kendisine ait bu binayı koruma altına almak istedi. Ama ne yazık ki içeri dahi sokulmadık. Sözleşmesi mahkeme kararı ile fesih edildi. Ama bu fesihe rağmen binayı işgal eden insanların önüne yine kolluk güçleri geçti ve biz binaya giremedik. Kamu çalışanlarına işini yaptırmayan yine ne yazık ki kolluk gücü oldu. Onların desteği ile kamunun mülkünün korunacağı yerde içerideki kişi ya da bu işin arkasında kim var bilemiyorum ama onlar korundu. Her defasında kolluk kuvvetleri belediye çalışanlarımızın binaya girişini engelledi. Hatta güç kullanırcasına engelledi. Bu süreçlerin tamamı tutanaklarda var. Mayıs ayından bu yana kaymakamlığın hukuksuz yazısı ile bu alana engellenen girişimiz, ne yazık ki kamu gücü kullanılarak yerine getirilmesi engellenmiştir. Bu bir suçtur. Aralıktan bu yana resmen gözümüzün önünde işgale uğramış zarara uğratılan binamıza İBB mülk sahibi olarak alınmıyor. Ne içeri girebiliyoruz ne binayı teslim alabiliyoruz. Ardı ardına açtığımız davalar da ne yazık ki bekletiliyor yargıda hüküm verilmiyor.”

“Ben şuanda zor bir iş yapıyorum”

“Kamunun kamuyu şikâyet etmesi kamu ahlakı alan bu ülkenin malını savunmayı kendine şiar edilmiş ben ve arkadaşlarım bu konuyu dile getirmenin ne kadar ağır olduğunun farkındalar. Bu konunun sulh içerisinde çözülmesi için defalarca girişimlerde bulunduk. Kolay değil yani, devletin bir kurumu devletin bir başka kurumunun bu kadar ayıp davranışının şahsı koruma davranışının açıklanması kolay bir iş değil. Ben şuanda zor bir iş yapıyorum.

 

Trajikomik durum bitmiyor. Her zaman olduğu gibi yaratıcı hükümet mensuplarının girişimleri bitmiyor. Tarihin binaların baktılar ki İBB bir avuç insanın değil halkın çıkarını koruyacak o zaman biz bu mülkü İBB‘nin elinden alalım istediğimiz gibi işi kıvıralım başaklarına paketlemeye devam edelim. Bakın bu kadar net bir anlayış. Son olan şu valilik tarafından İBB‘ye yazı yazılıyor. Bu komik tiyatro Çevre Şehircilik Bakanlığı‘ndan başlıyor. Yazarken de yazının gerekçesi o kadar komik ki, efendim geçmişte burası İBB‘ye devredilmiş ama aslında burası bir okulmuş. Diyor ki taşınmazların vasfı ve üzerinde kamu hizmetleri dikkate alınarak ilgisine göre ilgili idarelere devrinin amaçlandığı okul, cami , karakol binası gibi binaların vasfı nazara alınarak belediyeler tarafından tescilinin mümkün olmadığına, yani biz bunu belediyeden alacağız komunun ilgili birimine devredeceğiz! Tam bir komedya. Milletin aklıyla dalga geçme.”

“İBB‘nin mülkünü hazineye devretme girişimi”

“Kaldı ki bu tür kamu yapılarının devirlerinde bile başka şehirlerde örnekleri var kamu yararına kamu yapıların devrinde bile yine devredilen kurum haklı görünmüş. Bu şekilde İBB‘den burayı alıp biz burayı tekrar hazineye devredeceğiz valilikte bir komisyon kurduk, neymiş adı devir tasfiye paylaştırma komisyonu. Devredelim tasfiye edelim sonra da paylaştıralım. Nasıl paylaştırılacaksa! Pazartesine bir çağrı yapılıyor bu kurul marifetiyle İBB‘nin mülkünü hazineye devretme girişimi. İBB‘den tek üye. Karar verici yani valiliğin hükmü altına 6 üye. Zaten karar 6‘ya 1 yazılmış. Binayı gasp ederek almayı hesaplıyorlar!”

Haber Merkezi - İstanbul Gündemi

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR


   Bu haber henüz yorumlanmamış...

DİĞER HABERLER

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNCEL POLİTİKA YEREL YÖNETİMLER SPOR EKONOMİ MAGAZİN YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ STK SAĞLIK KÜLTÜR-SANAT TEKNOLOJİ EĞİTİM YAŞAM TURİZM OTOMOTİV GAYRİMENKUL NEDİR? MODA
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Hakkımızda
Copyright © 2024 İstanbul Gündemi