









Genel Başkan Meral Akşener‘in konuşmasından satır başları:
“Saraydan çıkamayan, marketi, çarşıyı, pazarı unutan, vatandaşlar iki kelam edemeyen Sayın Erdoğan, ‘Birileri aç kaldık diyor. Vicdansızlık yapma ne aç kalması. Aç kalan falan yok’ dedi. Bu sözler bu ülkenin cumhurbaşkanına ait. En son geçinemeyen insanlarımıza şükürsüz demişti şimdi de vicdansız olunmuştu. Gerçekten ibretlik. Yoksulluğu bitirmek için gel, beş, on, on beş maaşlı danışmanlarla hayat sürdür. Allah aşkına biz başka ülkede mi yaşıyoruz? Sarayda oturan milletin halinden anlamıyor. Artık ülkesinde yaşananları bile bilmiyor. Sayın Erdoğan ayıptır, günahtır. Böyle bir kibir olabilir mi? Reddettiğin açlığı ben sana anlatayım.”
“Türkiye artık bir sorunlar yumağı haline geldi”
“AK Parti iktidarının beceriksiz ellerinde Türkiye artık bir sorunlar yumağı haline geldi. Barınma, hayat pahalılığı, sığınmacı, adalet sorun. Bunların dışında onlarca farklı sorunumuz daha var. Nedense bu sorunların hiçbiri iktidarın gündemine giremiyor. İktidara göre en önemli sorun internette yayın yapan haber siteleri. Hiç utanmadan, zerre sıkılmadan Meclis’e ‘sosyal medya kanun teklifi’ getirdiler. Beğenmedikleri her şeyi suç haline getirmeye, ortadan kaldırmaya bayılan AK Parti iktidarı şimdiden sosyal medyanın ölüm fermanı sayılabilecek yeni bir kanun teklifiyle karşımıza çıktılar. Bu arkadaşlara artık yandaş medya kanalları yetmiyor.”
“Bu kanunu, geriye doğru işletsen, senin müebbet alman gerekiyor”
“Eğer yalan haber yasaksa, enflasyon tahminlerinin tamamı yanlış çıkan emir erin Merkez Bankası Başkanı‘nı görevden alacaksın. Açıkladığı yalan yanlış enflasyon rakamlarıyla, milleti kandıran TÜİK Başkanı‘nı hemen kapının önüne koyacaksın. Eğer yalan haber yasaksa, emeklilere ve asgari ücretlilere, 1 Mayıs‘ı işaret ederek zam umudu dağıtan, Çalışma Bakanı‘nın affını isteyeceksin. Bak Sayın Erdoğan bu aziz millet, senin demokrasiye ayar verme sevdandan da özgürlükleri her fırsatta çiğnemenden de bıktı, usandı. Sen önce, kendi diline hakim ol. Sen önce, kendi nefretini, kendi öfkeni dizginle. Sen önce, kendi kapının önünü temizle. İllaki bir ayar vermek istiyorsan, önce kendi çevreni hizaya getir. Yıllardır milletimizi birbirine düşürerek, ‘Sen ocusun, sen bucusun‘ diyerek kutuplaşmadan beslenen sen değil misin? Bu kanunu, geriye doğru işletsen, senin müebbet alman gerekiyor.”
“Yeryüzündeki her şeyi hallettiler, bir de uzaya gideceklermiş”
“Bir de başımıza uzay macerası çıktı. Yeryüzündeki her şeyi hallettiler, bir de uzaya gideceklermiş. Eyvah. Uzayda maden ararlar mı? Acaba orman var mı? Ormanı yakarlar mı? Beşli çeteye arsa yaparlar mı? Eyvah, eyvah uzay yandı. Aslında bu ülkemiz için hayırlı bir gelişme. AK Parti iktidarı gibi beceriksizliği adeta kurumsallaştırmış bir kadronun elinde uzay yolculuğunun nasıl olacağını varın siz düşünün. Mars’a gidelim derken Jüpiter’e inerlermiş. Ay’a gitmek yerine kara deliğe girerlermiş… Uzaya giden gitti zaten. Mesela döviz kuru, mesela enflasyon uzaya çıktı. Mesela gıda fiyatları uzaya çıktı. Hatta Mars’ı geçti Jüpiter’e varmak üzere.”
“Bizim öznemiz; kişiler değil, sistemlerdir”
“Siz onların peşinden astronot göndereceğinize seçim tarihini açıklayın da millet sizi uzaya mı, evinize mi nereye gönderiyor tüm gerçekliğiyle bir görün. Türkiye elbette uzaya gidecektir ama bugün milletimiz ihtiyacı seçimdir. İYİ Parti’nin beklediği şey seçimdir. Getirin sandığı bu ucube sistem gitsin. Getirin sandığı İYİ’lerin şafağı artık söksün. Bizim öznemiz; kişiler değil, sistemlerdir. Bizim meselemiz; şahıslarla değil, zihniyetlerledir. Bizim derdimiz; kavga çıkartmak değil, Milletimizin ve memleketimizin çıkarları için makulde buluşmaktır. Bu yüzden; İlk günden beri, arkadaşlarımızla birlikte, bu ucube sistemin karşısında duruyoruz. Parlamenter sistemin eksikleri, hataları, engelleri yok muydu? Elbette vardı.”
“Hürriyeti değil, istibdadı seçtiler”
“Çözüm, 150 yıllık bir birikimi hiçe saymak, çöpe atmak değildi. Çözüm; Parlamenter Sistemi, günümüz şartlarına göre ıslah etmekti. 21‘inci yüzyılın yönetim anlayışlarına, ayak uydurarak güncellemekti. Darbelerin, vesayetlerin, muhtıraların olmadığı bir parlamenter sistem inşa etmekti. Ancak onlar; Kurumsal hafızamızı yok etmeyi, Cumhuriyet değerlerimizi hiçe saymayı, Devlet geleneğimizi yıpratmayı seçtiler. Hürriyeti değil, istibdadı seçtiler. Koltuk sevdası uğruna, bilerek ve isteyerek, Türkiye‘yi uçurumun kenarına getirdiler. İşte tam olarak bu sebeple, biz de 6 siyasi parti olarak; önce partilerimiz bünyesinde, sonrasında da, genel başkan yardımcılarımız aracılığıyla, birlikte çalıştık. “Koltuk İttifakı” ortaklarının aksine; Farklılıklarımıza saygı duyarak, Milletimizin ve memleketimizin ihtiyaçlarına odaklanarak, Makulün kaybolduğu bir ortamda, ortak aklı ve istişare kültürünü çalıştırarak, 28 Şubat 2022‘de, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem çalışmamızı tamamlayıp, Genel Başkanlar olarak imzaladık.”
“Hazır olun, çok az kaldı!”
“Haksızlık yapmamak için adaleti, Haksızlıkları engellemek için eşitliği, Haksızlıkları dile getirmek için hürriyeti, Haksızlıkları gidermek için de, hakkaniyeti getireceğiz! Milliyetçi, Demokrat ve Kalkınmacı kimliğimizle; Türkiye‘yi, hak ettiği gibi, 21‘inci yüzyılın ruhuna taşıyacağız! Milletimizle el ele, kol kola verip; Liyakatle eşitlenen, Adaletle özgürleşen, Sevgiyle güçlenen ve mutlulukla konuşan Türkiye‘yi, hep beraber inşa edeceğiz! Hazır olun, çok az kaldı!”
Haber Merkezi-İstanbul Gündemi