Hem Türkiye hemde dünya ekonomileri açısından oldukça zor bir yılı geride bıraktıklarını söyleyen Şohoğlu, “2018’in Ağustos ayı ile başlayan yüksek faiz ve yüksek döviz kurlarının etkisiyle daralmaya başlayan Türkiye ekonomisi, 2019 yılında art arda ilk 3 çeyrekte daraldı. Bu süreçlere ilave olarak da yerel seçimlerle başlayan siyasi belirsizlikler, dış ilişkilerde yaşanan Suriye F-35 S-400 krizleri ve Dünyada devam eden ticaret savaşları ülkemiz iş dünyası için oldukça zor bir yıl olmasına neden oldu. Türkiye’nin her türlü olumsuzluğa rağmen 2019 yılını küçükte olsa pozitif bir büyüme ile neticelendirecek olması beklenmektedir.” ifadelerini kullandı.
Sektörel bazda incelendiğinde özellikle inşaat sektöründe bir küçülme olduğunu aktaran Şohoğlu “2019 yılının ilk dokuz ayında ortalamada % 9.3 daralma ile inşaat sektörü diğer sektörlerin gerisinde bir performans sergilemiştir. 2019 yılında çift haneli gerileyen tek sektör inşaat sektörüdür. Toplamda 21 yılın değerlerine baktığımızda 2008 küresel kriz döneminde üst üste 7 çeyrek daralan inşaat sektörü bu sene daralmada 5. çeyreğini geride bırakmıştır. Buna bağlı olarak inşaata girdi sağlayan çok sayıda imalat sektöründe işler iyiye gitmemiştir.” dedi.
‘‘YAPISAL REFORMLARI YERİNE GETİRİRSEK OLUMLU BİR YIL YAŞAYABİLİRİZ’’
Son açıklanan büyüme rakamlarını da değerlendiren Anıl Alirıza Şohoğlu, “2019 yılının üçüncü çeyreğinden ülkemiz %0,9 büyümüştür. Üç çeyrektir negatif tarafta olan Türkiye ekonomisi, dördüncü çeyrekte pozitif büyümeyi yakalamış görünmektedir. Ancak ne yazık ki son dönemde ekonomimizin darboğaza girmesine neden olan sorunlarımızın devam ettiğinin de altının çizilmesi gerekmektedir. 2020 yılında, 2019 yılına göre başta hukuk olmak üzere yapısal reformları yerine getirirsek nispeten daha olumlu bir yıl yaşayabiliriz.” açıklamasında bulundu.
‘‘FAİZ İNDİRİMLERİ PİYASAYI RAHATLATTI’’
“Merkez Bankası’nın reel sektörü canlandırmak ve yatırım iştahını arttırmak amacıyla ardı ardına yaptığı faiz indirimleri ile finansman maliyetindeki azalma girişimcinin biraz nefes almasına imkân tanımış piyasalarda olumlu bir etki yaratmıştır” açıklamasında bulunan Şohoğlu sözlerine şunları ekledi: “Merkez Bankamızın ardı ardına faiz indirimleri ile finansman maliyetindeki azalma girişimcinin nefes almasına imkân tanımaya başlamıştır. Merkez Bankasının gösterge faizinde bu ay içerisinde 200 baz puanlık indirimi, 2020 yılında Türkiye‘nin beklenen %3’ün üzerinde büyüme oranını yakalaması için atılan bu yılın en son adımıdır. Enflasyonda %9 gibi tek hanenin yakalanması ile birlikte 2020’de faiz düzeyinde daha aşağıların görülmesi de mümkün olacaktır. Bu konjonktüre olumlu baz etkisinin eklenmesiyle enflasyonun yüzde 25’lerden yüzde 11 seviyelerine hızlı bir şekilde gerilemesine şahit olduk. 2019 yılını enflasyonda, YEP’te hedeflenen yüzde 11-12 bandında kapatacağız. 2019 yılında ekonomimizin yumuşak karnı olarak tabir ettiğimiz cari açık sorununun, cari fazlaya dönüştüğüne tanıklık ettik. Düşük faiz bir yandan 2020’de bir yandan iç talebi hareketlendirirken aynı zamanda firmalarımızın finansmana erişim imkânını artıracaktır ki 2020’de firmalarımızın karlılıklarında önemli bir artış görülebilecektir.”
‘‘2020 YILINDA İSTİHDAM ARTIRICI POLİTİKALARIN ACİL OLARAK DEVREYE ALINMALI’’
2020’ye dair ön görülerini de paylaşan Şohoğlu yapısal reformların önemine dikkat çekti. Bu etkinin sürdürülebilir olması için bazı noktaların altını çizen Şohoğlu, “2020’de reel sektörün kredi iştahının üretim, istihdam ve ihracata yansımasını belirtiğimiz gibi ancak yapısal ve ekonomik reformların da gerçekleştirilmesi etkiyi artıracaktır. Ekonomimizin sağlıklı ve güçlü bir biçimde nefes alması, “yapısal ve ekonomik reformlar” ile bağışıklık sisteminin güçlendirilmesine bağlı. Hukukun üstünlüğü, eğitim, demokrasi, İfade özgürlüğü, kurumların bağımsızlığı ve liyakati esas alan bir sistemin inşası ekonomik reformların temelini sağlamlaştırır. Demokrasimizi geliştirirsek, ekonomimiz de gelişecektir. 2020 yılında mali disiplin noktasında daha dikkatli olmamız gereken bir dönemde olmamız gerekiyor. İşsizlik yüzde 14 ile Türkiye’de en önemli sorunlardan biri. İnşaat sektöründe 500 bin kişi işini kaybetti. Özellikle genç işsizliğin yüzde 27’lere yükselmesi, 2020 yılında istihdam artırıcı politikaların acil olarak devreye alınması gereğini ortaya koyuyor. Bankacılık sektörünün kredi iştahında artış gözlense de özel sektörün yatırım harcamalarında hala istenen düzeyde değiliz. Özel sektörün hem güvenin hem de yatırım iştahını artırmamız gerekiyor.”