Uzak veya yakını görmede azalma, araba kullanırken zorlanma, gözlük numaralarında sık değişiklik, katarakt belirtileri arasında yer alıyor. Katarakt geri dönüşümsüz bir rahatsızlık olarak tanımlanırken, tek tedavi yöntemi olarak cerrahi uygulamalar ön plana çıkıyor. Memorial Şişli Hastanesi Göz Merkezi’nden Op. Dr. Belma Karini, katarakt ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi.

“Gözlük numarası sık değişiyorsa dikkat!”
Yaşa bağlı gelişen kataraktın çoğunlukla aşamalı bir şekilde ilerlediğini söyleyen Karini, “Dolayısıyla hasta ilk dönemlerde görmede bir değişiklik hissetmeyebilir. Fakat kataraktın ilerlemesiyle beraber uzak veya yakın görmede azalma, renkleri soluk ve sararmış görme, araba kullanırken zorlanma, ışık hassasiyeti ve ışıkların etrafında halka görme, bir gözde çift görme, gözlük veya kontakt lens numaralarında sık sık değişmeler, hatta bazen okuma gözlük kullanan hastaların birden bire yakın gözlük ihtiyacının azalması veya gözlüksüz yakını görmeye başlamaları katarakt geliştiğine dair çok tipik bir durumdur” diye konuştu.
İşte en yaygın görme azalması nedeni
“Katarakt dünyada en yaygın körlük ve görme azalması nedenidir” diyen Karini, “Artan yaş ile katarakt görülme sıklığı de artmaktadır. 65 yaş civarında katarakt prevelansı %5 iken, 75 yaşında yüzde 50’ye yükselir. Tüm dünyada her yıl 5-10 milyon görmeyi azaltacak düzeyde yeni katarakt olgusu ortaya çıkmaktadır. Fakat, katarakt sadece yaşa bağlı gelişen bir hastalık değildir. Diyabet, hipertansiyon, obezite, güneş ışığına maruz kalmak, radyasyon, uzun süre kortizonlu ilaç kullanımı, göz travmaları, üveit veya daha önce göz ameliyatı geçirmiş olmak kataraktın daha erken bir yaşta görülmesine yol açar. Bunun dışında bebeklerde de konjenital kataraktlar görülebilir. Bazı metabolik hastalıklar, akraba evliliği, anne karnında geçirilen bazı hastalıklar ve enfeksiyonlar, gebelikte ilaç kullanımı gibi nedenler buna yol açabilir” ifadelerini kullandı.
“Cerrahi sonrası ertesi gün sosyal hayata dönülebilir”
Tek tedavi yönteminin cerrahi müdahale olduğunun altını çizen Karini, şunları söyledi: “Hasta aynı gün hastaneden taburcu ediliyor ve ertesi gün sosyal hayatına dönebilmektedir. Fakat hastaların dikkat etmesi gereken bazı konular vardır. Göz hekiminin verdiği ilaçların düzgün kullanılması, 10 gün boyunca göze su gelmemesi, el ve göz hijyenine dikkat edilmesi, ağır yük kaldırılmaması, eğilmekten kaçınılması, gözün ovuşturulmaması önem taşımaktadır.”
Haber Merkezi-İstanbul Gündemi