İstanbul Gündemi

Kılıçdaroğlu: ‘‘Ben TÜİK’e sizin hakkınızı korumak için gittim’’

Player yükleniyor...
Haberler / Politika
4 Aralık 2021 Cumartesi 19:11

Türkiye İstatistik Kurumu‘na (TÜİK) gittiğini ve kapıdan içeri alınmadığını kaydeden Kılıçdaroğlu, ‘‘Ben TÜİK’e sizin hakkınızı korumak için gittim, oradakilere soracaktım siz hangi araştırmaları yaparak bu rakamları buldunuz diye. Kapı duvar’’ dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Mersin‘de düzenlenen 'Milletin Sesi' Mitingine katıldı. CHP’nin Mersin’de düzenlediği “Milletin Sesi” mitinginde; çiftçi, esnaf, atanamayan öğretmen, işsiz üniversiteli vatandaşlar seslerini “halk kürsüsünden” duyurdu. Konuşmaları, eşi Selvi Kılıçdaroğlu ile birlikte dinleyen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Milletin Sesi Mitingi’nin kapanış konuşmasını gerçekleştirdi.

CHP lideri Kılıçdaroğlu‘nun 'Milletin Sesi' Mitinginde yaptığı konuşma şöyle:

‘‘UMUTSUZLUĞA YER YOK, BÜTÜN SORUNLARI ÇÖZECEĞİZ’’
‘‘Herkesin şunu çok iyi bilmesini isterim. Bizim kitabımızda umutsuzluk yok. Az önce kardeşlerim konuştu. İçim dağlanarak izledim; eşimle beraber, Büyükşehir Belediye Başkanı ve saygıdeğer eşleriyle beraber. 21. yüzyılın Türkiye‘si bunu hak ediyor mu? 20 yıldır bu ülkeyi yönetiyorlar. İki üniversite bitiren işsiz geziyorsa bu ayıp kime ait? Türkiye‘yi bu ayıptan çekip çıkaracağız. Bundan emin olmanızı istiyorum. Umutsuzluğa yer yok, bütün sorunları çözeceğiz. Mersin’deyim, Türkiye’nin en güzel illerinden birisindeyim. Torosların eteğinde, yiğitlerin harman olduğu bir yerdeyim.
Onun istifa etmesine gerek yok, onu göndereceğiz zaten. Göndereceğiz onu, edeple göndereceğiz, demokrasi kuralları içinde göndereceğiz. Demokrasiye inanıyoruz. O nedenle diyoruz evet geliyor gelmekte olan ama birileri de gidecek ve göndereceğiz onları. Mersin aynı zamanda küçük bir Türkiye’dir. Bütün illerimizden vatandaşlarımız Mersin’de çalışıyor, emek harcıyor ve alın teri döküyor. Türkiye’nin yaşadığı sorunları biliyorum. Ben biliyorum sizler de biliyorsunuz. Yaşayanlar da az önce konuştu. “Milletin Sesi” dedik, milletin sesinden birileri gelsin konuşsun dedik. Belki birileri duyar dedik. Ama onlar duymazlar çünkü sağırlar. Ama onlar görmezler çünkü başka şeyleri görüyorlar. Biz bütün gerçekleri sizlere yani halkımıza anlatmak zorundayız ve gerçeklerden yola çıkarak Türkiye’nin sorunlarını çözmek zorundayız.

‘‘SİZİN DUVARLARINIZ VIZ GELİR BİZE’’

Dün saat 11.00’de Türkiye İstatistik Kurumuna gittim. Burayı iyi dinlemenizi isterim. Yuh çekmeyin, dinleyin sadece beni. Enflasyon açıkladılar, aylık yüzde 3.51, yıllık yüzde 21.31. Allah aşkına şu noktaya geldim; bunlar devletin memurumu mu, bunlar sarayın memurumu? Arkadaşlar siz, evinizde eşiniz, çoluk çocuğunuz gidip alışveriş yapmıyor mu? Günlük harcamaları kontrol etmiyor mu, elektrik faturasına, su faturasına, doğalgaz faturasına bakmıyor mu, deterjan alırken görmüyor mu, ekmek alırken görmüyor mu, domates alırken görmüyor mu bunlar? Talimat gelmiş indireceksiniz.
Neden gittim?  Türkiye İstatistik Kurumunun rakamları üzerinden emekli aylığını belirliyorlar, asgari ücretlinin aylığını belirliyorlar, memur aylığını belirliyorlar. Yani milyonlarca kişinin aylığını düşük rakamlar üzerinden belirlemeye çalışıyorlar.

Bir de akademisyenler var yani üniversiteden hocalarımız var, bu işin uzmanları var, onlar da oturdular bir hesap yaptılar ve onlar da aynı tarihte, aynı gün, aynı saatte onlar da rakamları belirlediler. Türkiye İstatistik Kurumu yüzde 3 belirliyor, onlar yüzde 9 belirliyorlar. Farka bakın Allah aşkına! Yıllık diyorlar enflasyon yüzde 21, hocalar diyor ki 21 değil yüzde 58. Hangisi doğru? Hocalar, eli kalem tutanlar, aklı başında olanlar, bir yerden talimat almayanlar doğruları halkla paylaşmayı şiar edinenler doğru rakamları söylüyorlar.

Şunu bütün emeklilerin, bütün asgari ücretlilerin, bütün memurların bilmesini isterim. Ben TÜİK’e sizin hakkınızı korumak için gittim, oradakilere soracaktım siz hangi araştırmaları yaparak bu rakamları buldunuz diye. Kapı duvar. İlk kez, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez-milletvekilleri üstelik -bir yere giderken önümüze duvar ördüler. Sanıyorlar ki o duvar bizi esir alacak, duvarı aşmayacağız. Mersin’de, Mersinlilerin huzurunda ve bütün Türkiye‘nin huzurunda açık ve net söylüyorum, sizin duvarlarınız vız gelir bize.

‘‘TÜRKİYE’Yİ SARAY’IN VESAYETİNDEN KURTARACAĞIZ’’

Hepsini halledeceğim. Vesayet diye bağırıyorlardı değil mi? Vesayetin ne olduğunu dün gördü herkes, bütün dünya gördü vesayetin ne olduğunu. Saray’ın emrine giren memurlar devlet memuru değildir artık onlar. Sarayın emrine giren ve talimatla iş yapanlar devletin memuru değillerdir. Tabi oldukları kanunun adı devlet memurları kanunu. Ama hayatta uyguladıkları yol, yöntem sarayın kuralları. Bu kuralları değiştireceğiz. Asgari ücretlinin, memurun, emeklinin hakkını savunmak sadece benim görevim değil, milyonların görevi, hepimizin görevi, ortak görev ve beraber yapacağız.
Ayrıca Mersinlilerin huzurunda bütün vatandaşlarıma söz veriyorum. Türkiye’yi her türlü vesayetten kurtaracağım. Saray’ın vesayetinden de Türkiye’yi kurtaracağız. Beraber kurtaracağız, birlikte kurtaracağız, dostlarımızla beraber kurtaracağız.

‘‘ÇİFTÇİNİN VE ESNAFIN SORUNLARINI ÇÖZMEK BOYNUMUN BORCUDUR’’

Çiftçi kardeşlerime söylüyorum. Allah’ın izniyle iktidar olacağız, sizlerin desteğiyle iktidar olacağız. Şunu asla unutmayın, ilk 1 hafta içinde çiftçinin bankalara olan, tarım kredi kooperatiflerine borçlarının faizlerini ilk 1 haftada sileceğiz, sıfırlayacağız. Çiftçinin traktörü, çiftçinin hayvanları asla haczedilmeyecek. Bunu da yapacağız. Ziraat Bankası çiftçi dostu bir banka olacak. Gazi Mustafa Kemal ne diyordu? “Çiftçi milletin efendisidir”. Söz veriyorum Mersin‘in Umut Meydanı’ndan söz veriyorum. Çiftçiyi gerçekten de bu milletin efendisi yapmak benim boynumun borcu olacaktır.
Esnaf kardeşimiz de konuştu. Aynı şeyi esnaflar için de yapacağız. Bankalardan veya esnaf kefalet kooperatiflerinden aldıkları kredilerin faizlerini sıfırlayacağız. Diyor ya faize karşıyım. Faize karşıysan neden bu faizler var, neden bunları silmiyorsun, hangi gerekçeyle silmiyorsun? Yine esnafın başvuracağı yer yok. Esnafın derdi olunca nereye başvuracağını bilmiyor. Umut Meydanı’ndan, Mersin’den bütün Türkiye şahit olsun Allah’ın izniyle iktidar olduğumuzda ilk yapacağımız işlerden birisi esnaf bakanlığını kurmaktır ve esnafın da bir bakanlığı olacak, esnafında yüzü gülecek. Bunu da yapacağız. Halk Bankasını gerçekten de bir esnaf bankası yapacağız. Bunun üzerinde de ciddi ciddi çalışacağız, görecekler, herkes görecek. Esnafın nereden ne kadar ucuz kredi aldığını herkes görecek ve göstereceğiz. Ahi Evran’ın dostlarını, Ahi Evran’ın kültürünü yaşatan esnaflara selam olsun ve esnaflar bilsinler ki onların bütün sorunlarını çözmek, çiftçinin sorununu çözmek gibi benim boynumun borcu olacaktır.

‘‘RÜŞVETÇİYİ, YOLSUZLUK YAPANI DEVLET KADROLARI İÇİNDE BARINDIRMAYACAĞIM’’
Ahdim var bu memlekete barışı getireceğim. Ahdim var bu memlekete huzuru getireceğim. Ahdim var bu memlekete sevgiyi getireceğim. Ahdim var ve söz veriyorum; bu memlekete demokrasiyi, bu memlekete adaleti getireceğim. Mafya düzenini ve mafyayla uyuşturucu baronlarıyla işbirliği yapılan düzeni değiştireceğim. Çoluk çocuğumuzun, gencecik evlatlarımızın zehirlenmesine asla izin vermeyeceğim. Siyaseti kirlilikten arındıracağım, söz veriyorum. Siyaset ahlaklı insanların görevi olacak. Siyaset adamına göre iş bul, adamına göre kredi aç, ihale takip et, rüşvet al, cebini doldur, zengin ol değildir. Siyaseti tümüyle kirlilikten arındıracağım. Yine söz veriyorum, bu meydandan söz veriyorum, bütün Türkiye duysun. Hiçbir rüşvetçiyi, yolsuzluk yapanı devlet kadroları içinde asla ve asla barındırmayacağım. Bir daha ifade edeyim, Saray ve şürekası duysun: Rüşvet alanları, uyuşturucu baronlarıyla kol kola gezenleri, onların uçaklarına binenleri, paralarını alanlarını, devletin kadroları içinde asla yaşatmayacağım hepsinin görevine son vereceğiz.
‘‘YOKSULLUĞU TARİHE GÖMECEĞİZ’’
Ve yine söz veriyorum, harcadığımız her kuruşun hesabını millete vereceğiz. Para benim param değil sizin paranız. Sizin paranızı harcarken size hesap vermek benim namus borcum olacaktır. Bunu yapacağız. Yine söz veriyorum, 84 milyonu Londra’daki tefecilere mahkum ettiler, vergilerin büyük bir kısmı oraya gidiyor, oraya harcanıyor ve gönderiliyor. Üreten, alın teri döken, bu memleket için çalışan herkesin hakkını, hukukunu koruyacağım, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını Londra’daki bir avuç tefeciye hizmet etmekten kurtaracağız, bundan da emin olmanızı isterim.
Söz veriyorum, Umut Meydanı’ndan söz veriyorum, Mersinlilere söz veriyorum, Türkiye’ye söz veriyorum: Bu topraklarda hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek, yoksulluğu tarihe gömeceğiz. Bu ülkede yoksulluk olmayacak. Yoksulluğu idare ettiler, biz yoksulluğu bitireceğiz ve yoksulluk olmayacak.

 

‘‘1 YIL İÇİNDE TÜRKİYE’DE YURT SORUNUNU ÇÖZECEĞİM’’

Yine söz veriyorum, Umut Meydanı’ndan söz veriyorum, Mersinlilere söz veriyorum, Türkiye’ye söz veriyorum: Milyonlarca gencimiz işsizken, üniversiteyi bitiren gençlerimiz işsizken, onlar iş bulamazken, 4 yerden, 5 yerden, 6 yerden maaş alan düzeni bitireceğim, o düzeni sonlandıracağım, hakça bir düzen gelecek. Gençlerimiz, umudumuz olan, bugünümüz ve geleceğimiz olan gençler, KPSS sınavından 80 puan, 85 puan, 90 puan, 95 puan alıyorlar. Ama sözlüye gelince dayıları yok, torpili yok, sözlüde eleniyorlar. Bu düzeni değiştirmek Kemal kardeşinizin boynunun borcudur. Kim puan aldıysa gidecektir. O haksızlığı, hukuksuzluğu bitireceğim. Gençler size söz verdim, sözümün arkasında da duracağım. Bunu bir yere yazın. 20 yıldır iktidardalar yurt sorununu çözemediler, 20 yılda yapamadılar. Umut Meydanı’ndan, Mersin’den bütün Türkiye’ye ve bütün gençlere, bütün anne babalara sesleniyorum: 20 yıl değil 1 yıl içinde Türkiye’de yurt sorununu çözeceğim. 1 yıl içinde yurt sorunu kalmayacak artık.

Atama bekleyen öğretmenler, engelliler, kadro açığı olan sağlık çalışanları, EYT’liler; hiç meraklanmayın, bu kardeşiniz kendisini halka vakfetmesini bilen bir kardeşinizdir. Parayla pulla bizim işimiz yok, saraylarla köşklerle bizim işimiz yok, bizim işimiz vatandaşın mutfağıyla. Bizim işimiz vatandaşın huzuru, vatandaşın bereketi, sofradaki bereketi. Bunu yapacağız, beraber yapacağız, birlikte yapacağız ve bütün dünya bunu görecek. Her şeyi gerçekleştireceğiz.

‘‘İSTANBUL SÖZLEŞMESİ‘Nİ BİR HAFTA İÇİNDE TEKRAR YÜRÜRLÜĞE KOYACAĞIZ’’

Kadına yönelik şiddet. Sevgili peygamberimiz cennet anaların ayakları altındadır der. Kadına şiddet 21.yüzyılda olur mu Allah aşkına. Her gün kadın cinayetleriyle karşılaşıyoruz olur mu Allah aşkına. Efendim cinayet işliyor, hapse giriyor, güzel bir kravat takıyor, takım elbise, hakime saygılı, iyi hal indiriminden efendim az ceza vereceğiz. Bütün kadın kardeşlerime sesleniyorum: Bu düzeni değiştireceğiz, onu da değiştireceğiz. Kim suç işlediyse öyle iyi hal, kravat, bunu bırakacağız. İstanbul Sözleşmesi‘ni bir hafta içinde tekrar yürürlüğe koyacağız.’’

Haber Merkezi / İstanbul Gündemi

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR


   Bu haber henüz yorumlanmamış...

DİĞER HABERLER

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNCEL POLİTİKA YEREL YÖNETİMLER SPOR EKONOMİ MAGAZİN YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ STK SAĞLIK KÜLTÜR-SANAT TEKNOLOJİ EĞİTİM YAŞAM TURİZM OTOMOTİV GAYRİMENKUL NEDİR? MODA
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Hakkımızda
Copyright © 2025 İstanbul Gündemi