2019 yılında, İstanbul Üsküdar’da, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun konuşma yaptığı sırada, Soylu’ya hakaret ettikleri gerekçesiyle yargılanan Yıldıray Çamlıca ve Rıdvan Çamlıca, ayrı ayrı 7 bin 80 TL adli para cezasına çarptırıldı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu‘nun konuşmasında 'Saadet Partisi PKK ile anlaşma imzaladı' şeklindeki ifadelerine 'Öyle bir anlaşma yapan varsa Allah belasını versin' diyerek tepki gösteren Yıldıray ve Rıdvan Çamlıca, “kamu görevlisine karşı görevinden dolayı alenen hakaret” suçu ile yargılanmıştı. Davayı karara bağlayan mahkeme, sanıklar Rıdvan Çamlıca ve Yıldıray Çamlıca‘nın suçunun sabit olduğunu belirterek, ayrı ayrı 7 bin 80 TL adli para cezasına çarptırılmalarına hükmetti.
Saadet Partisi İstanbul İl Başkanı Ömer Faruk Yazıcı, alınan bu karara büyük tepki gösterirken, “Bugün gücü eline geçirdiğini zannedenler bilsinler ki; yarım asırlık tertemiz mazimiz ve her zamanki onurlu duruşumuzla; yalana, iftiraya, hakarete, haksızlığa, hukuksuzluğa, tahakküme bugüne kadar geçit vermedik, bundan sonra da vermeyeceğiz!” dedi.
Sosyal medya hesabından bir açıklama yayınlayan Yazıcı, “Teşkilat mensuplarımız hakkında verilen bu haksız kararı doğru bulmuyoruz! Bugüne dek Saadet Partisi teşkilatları olarak, kimden gelirse gelsin yalana, iftiraya, hakarete ve adaletsizliğe boyun eğmedik; bugünden sonra da asla boyun eğmeyeceğiz!” ifadelerini kullandı. Ömer Faruk Yazıcı, açıklamasında şunları söyledi:
“İKTİDARIN SİSTEMATİK DAVRANIŞI”
“Bugün gücü eline geçirdiğini zannedenler bilsinler ki; yarım asırlık tertemiz mazimiz ve her zamanki onurlu duruşumuzla, yalana, iftiraya, hakarete, haksızlığı, hukuksuzluğa, tahakküme ve zorbalığa bugüne kadar geçit vermedik, bundan sonra da vermeyeceğiz!
Mart 2019 Yerel Seçimleri’nde, Saadet Partimize yönelik yalan, iftira ve hakaretler; iktidarın adeta sistematik davranışına dönüşmüştü.”
“ARTIK KELİMELER YETMİYOR”
“İşte bu olaylardan birisi de seçime günler kala, mensubu olduğu partinin seçim çalışmalarına katılan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Saadet Partimize ve Genel Başkanımıza yönelik iftiralarda bulunurken, orada bulunmakta olan yürekli teşkilat mensuplarımızın itirazları ile karşılaşmıştı. Tabi itirafların ve yalanın ömrü uzun olmadığı için durumu kendi lehine çevirmek adına kardeşlerimize sözde ‘hakaret’ davası açmışlardı.
İşin ilginç yanı ise; davayı 31 Mart İstanbul Seçimi’nin iptal kararından hemen sonra geri çekiyorlar ve yine ilginçtir ki 23 Haziran Seçimlerinden hemen sonra bir koruma polisinin tanıklığıyla kamu davası olarak davayı devam ettiriyorlar.
Ülkemizin halini anlatmaya artık kelimeler yetmiyor. Adalet dersen yok, güvenlik dersen ‘kişiye özel güvenlik’ var, sesinizi duyurmak isterseniz boğazınıza yapışan bir iktidar var. Vicdanları yaralayan bu kararın muhatapları da iktidar sahipleridir.”
“SİYASET ANLAYIŞIMIZ MÜSAADE ETMEZ”
“Partimiz, 50 yıllık onurlu duruşuyla her zaman hakkı ve halkı gözetmiştir. Dünden bugüne bu çizgimiz çok nettir. Siyaset; hakaret, tehdit ve şantaj ile yapılamaz! Kamuoyuna doğruları söyleyen herkesi yaftalayarak, Meclis kürsülerinde hakaret ederek ve insanları tehdit ederek bir yere varamayacağınızı artık anlamalısınız.
Siyaset gerçeklerle yapılır; iftiralarla değil! “Yanlış yapıyorsunuz” diyen herkesi terörize eden anlayışı, topluma kin ve nefret yerleştirmeye çalışan söylemleri reddetmek ve bunlara tepki göstermek, en temel haktır.
Bilmelisiniz ki aziz milletimizin vicdanı, bu haksız ve yanlış kararı kabul etmeyecektir. Partimiz ve mensupları milletimizin edebine ve şuuruna yaraşır bir şekilde doğruları savunmaya devam edecektir.
Ve yine iyi bilmelisiniz ki mahkemeleri ve güvenlik görevlilerini millete ve milletin hakkını gözetenlere karşı kullanmanıza da ne hak ne de siyaset anlayışımız müsaade etmeyecektir!”
GÖKSENİN AKTAŞ - İSTANBUL GÜNDEMİ