Belirsiz olan her şeyin insanlarda kaygı uyandırabildiğini belirten Arslan, belirsizlik arttıkça kaygı deneyiminin yoğunluğu da o oranda artırdığını vurguladı.
UZMAN KLİNİK PSİKOLOG ARSLAN ŞUNLARI SÖYLEDİ:
“Seçimler kişilerde hayatlarının daha iyiye gideceğini dair düşünceler oluşturabilir ve kişileri daha fazla umutlu hissettirebilir. Bu umut, birçok insan için motive edici olabilir ve geleceğe dair motivasyonu arttırabilir. Ancak diğer yandan da seçim sonuçlarının belirsizliği kişilerin seçim öncesinde kaygı ve stres gibi olumsuz duyguları deneyimleme ihtimallerini de arttırabilmektedir. Seçim öncesinde deneyimlediğimiz belirsizlik hisleri, seçim sonuçlarına dair endişe ve gelecekte ne olacağı hakkındaki belirsizlikler seçim sürecini insanlar için stres kaynağı haline getirebilmektedir. Bu durum kişilerde uyku problemi, konsantrasyon güçlüğü, iştahsızlık ya da iştahta artış gibi belirtilerinin tetiklenmesine neden olabilir.
“RUHSAL RAHATSIZLIKLARIN BAŞLANGICI DAHİ OLABİLİR”
“Her rekabette olduğu gibi seçimlerde de kazanan ve kaybeden taraflar olacaktır. Bu durum bazılarımız için sonuçların umduğumuz gibi olmayacağı anlamına gelmektedir. Bu durumda kişiler hayal kırıklığına uğrayabilir ve moral bozukluğu yaşayabilirler. Bütün umudun seçim sonucu gibi kendi kontrol alanımızda olmayan bir şeye bağlanması ve neticenin isteklerimiz dışında olduğu durumlarda yoğun bir mutsuzluk ve hayal kırıklığı yaşayabiliriz. Hatta bazılarımız için bu durum depresyon ya da anksiyete gibi ruhsal rahatsızlıkların başlangıcı dahi olabilir.”
Haber Merkezi – İstanbul Gündemi