Mesela diyelim; siyaseti en tepe noktada olan insanlardan öğrenmiş, analiz etmiş, akademik-politik eğitim için yetiştirilmişsinizdir…
Ama tüm hayatı boyunca “ siyasilerle fotoğraf çekmenin ötesinde politik varlığı olmayan küçük adamlar daha iyi tezler, teoriler ürettiğini idea eder ve işin kötüsü de buna inanır ”
Mesela siyasal tezler noktasında şahsi menfaatini ön plana alan ve bu planı aslında kendi isteğiyle orantılı hale getirmek için yüksek sele konuşunca veriler muğlâk hale getiren çapsız tipler tüm yerellerde mevcuttur…
Türkiye’de siyaset özellikle yerellerde çapsız insanların “ mesleği” haline dönüşmüş vaziyette…
Türkiye’nin pek çok yerinde durum % 80 oranında ayındır…
Uzun süredir ulusal basın/ yerel basın mecralarından bu konuya dikkat çekmeye gayret ediyorum…
Çünkü iş yapacak…
Büyük adamın kaderidir; küçük adamların hedefinde olmak... Ufku, planları, işleri büyüktür onların zira ve sadece ben merkezli değil genel idealleri olan-kapsamlı düşünen insanlardır. Diğerleri de küçük adamlardır işte; sıradan, basit, çapsız, ufuksuz...
Büyük adam kendinden emindir; dolayısıyla kıskanç değildir, basitlik onun semtine dahi uğrayamaz.
Küçük adamların en önemli özelliği ise kıskançlıktır. Hangi mevkide olurlarsa olsunlar büyük adama olan kıskançlıkları onları küçülttükçe küçültür.
Türkiye siyasal atmosferi bu insanlardan kurtulmalıdır. Bu çapsız insan yığınlarının işgal ettiği o koltuklar iktidar/ muhalefet ayırt etmeden israf, ihanettir…
Son sözü ustamıza verelim…
“Tarlalarımıza girmiş değil sizin gibisi yaban domuzunun.
Şehrimiz görmüş değil yangının sizden kanlısını.
Bitten, açlıktan, sıtmadan betersiniz.
Yüz Türkiye olsa, elinizden de gelse
Yüzünü de zincire vurur, yüz kere satarsınız.
Milletimin en talihsiz gecesi
Ana rahmine düştüğünüz gecedir”.
Nazım Hikmet
[email protected]