Seçim sonrası bir yandan hükümetteki gelişmeler takip edilirken Millet İttifakı'ndaki seçim yenilgisinin yansımaları da ortaya çıkmaya başladı. Muhalefet cephesinde son olarak İYİ Parti'den üst düzey bir istifa gerçekleşti.
MEKTUBUNA "AZİZ TÜRK MİLLETİ" HİTABIYLA BAŞLAYAN ÇIRAY ŞUNLARI KALEME ALDI:
“İYİ Parti’nin kuruluşuna katılma kararımın temelinde ülkemizin adeta uçurumun kıyısına getirildiğine yönelik kaygılarım vardı. Amacım, ülkemizi girdiğimiz demokrasi ve hukuksuzluk krizinden çıkarmak ve bunun için de bir milli seferberlik ruhuyla, kuşatılmış muhalefete yeni bir parti ile destek olmak ve Türk milletini harekete geçirerek seçimleri kazanmaktı. Bana göre, ülkemizi uçurumun kenarına getiren şey lâiklik karşıtı hareketler, TSK’ya yapılan yargı darbesi ve 15 Temmuz 2016 FETÖ damgalı kanlı ihanet girişimiyle başlayan süreçti.”
“OY ORANLARI GİTTİKÇE ARTAN BİR ŞEKİLDE YÜKSELMEYE BAŞLADI”
“Türkiye’nin içine sürüklendiği girdapla birlikte sıkışan siyasetin bana göre demokratik açıdan çözümü, merkezde, Atatürk ilkelerine ve kurucu milli değerlere bağlı, bu ilkeler ışığında kuşatılmaya çalışılan CHP ile birlikte cumhuriyet için mücadele edebilecek özgürlükçü bir parti kurmaktı. Bu duygu ve düşüncelerle kurduğumuz İYİ Parti, Sayın Kılıçdaroğlu’nun demokratik desteği ile seçimlere girerek TBMM’de gurup kurdu ve oy oranları gittikçe artan bir şekilde yükselmeye başladı.”
“DEMOKRASİMİZİN VE GENÇLERİMİZİN GELECEĞİNE ZARAR VERDİ”
“Tam bu esnada derinden derine işlediği anlaşılan sinsi bir anlayış ile 20 Eylül 2020 İYİ Parti Kurultay’ında söz konusu hedefe ilk darbe vuruldu. Başta bana ve Sayın Ümit Özdağ’a olmak üzere İYİ Parti’de bir tasfiye operasyonu başlatıldı. Bu kriz Sayın Özdağ’ın ayrılıp parti kurması ile sonuçlandı ki, yarattığı etkiyi 14-28 Mayıs cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yaşadık. Aziz Türk Milleti, “Başıma tabanca dayasalar dahi kalkmam,” denilen Millet İttifakı masasından kalkılmasıyla birlikte, Türk toplumunda ortaya çıkan şok dalgası, sonunda İYİ Parti Genel Başkanı’na karşı bir öfke seline ve onunla arasında derin bir güven bunalımına dönüştü. Ortaya çıkan bu bunalım ne yazık ki sadece İYİ Parti’ye değil cumhurbaşkanlığı seçim sürecine, dolayısı ile demokrasimizin ve gençlerimizin geleceğine zarar verdi.”
Haber Merkezi – İstanbul Gündemi