









Yaptığı saha çalışmaları ve vatandaşlarla kurduğu iletişimle İYİ Parti’yi Ataşehir’de en başarılı siyasi partiler arasına sokan Mert Kar’ın, bir iddia üzerine açıldığı belirtilen ‘dava’nın akabinde görevden alındığı öne sürülüyor. Bunun yanı sıra ilçe yönetim kurulu üyelerinden birinin sosyal medya hesabından CHP’li Ataşehir Belediyesi hakkında yaptığı paylaşımın hemen ardından İlçe Başkanı Mert Kar’ın görevinden alınması kafalarda soru işareti oluşturdu.
‘Yükün nerede ise tamamı benim sırtımdaydı‘
Yaşadığı zorluklara rağmen İYİ Parti’yi en iyi şekilde temsil ettiklerini vurgulayan Kar, ‘25/10/2017 günü kuruluşunu gerçekleştirdiğimiz İYİ Parti’nin, İstanbul /Ataşehir ilçesinin de bizzat kurucusu olarak tam 28 ay teşkilât başkanlığı ve 28 ayda kongrede seçilmiş olarak ilçe başkanlığı görevini bizzat yürüttüm. İlçe başkanlığımda üyelik sayısını 730’dan 6.000’lere getirdim. İlçeyi ilk kurarken kendime de sordum acaba biraz abartıyor muyuz diye, diğer ilçeler 70-80 m2 yerleri 1500-2000 lira kira ile tutarken, biz her katı 100 m2 olan 6 katlı binayı 10 bin liraya kiralayıp birde baştan aşağı tadilat yapmıştık, görenin küçük dilini yutacağı cinsindendi. Genel merkez veya il binası gibi bir yer yapmıştık Ataşehir’e. Bize göre o dönemde yakışan oydu bizde onu yaptık. Tam 3 sene o binada kaldık. Verilen sözler tutulmayınca ve mal sahibinin de yüzde elli zam istemesiyle birlikte yeni bir yer arayışına girmek zorunda kaldım. çünkü yükün nerede ise tamamı benim sırtımdaydı, şimdi ki yeri buldum ve 6 katlı binayı bu 3 katlı binaya sığdırdım. Burayı da 6 bin liraya tuttum, burası da 1 sene sonra aynı şekilde yüzde elli artarak 9 bin liraya çıktı kirası, önemli değil benden yana helali hoş olsun.‘ diye konuştu.
‘Ben daha ne yapayım?‘
Görevde kaldığı süre boyunca yaptığı çalışmaları anlatan Başkan Kar, ‘Peki, bu 4.5 senelik süreç de neler yaptık? Eski binanın önündeki otoparkta 2.000 kişilik iftar verdik, benim diyen belediyenin bile yapmakta imtina ettiği, eksiksiz bir sünnet şöleni yaptık. İhtiyaç sahibi 1000 çocuğa baştan aşağı kışlık elbiselerini ve botlarını aldık, hediye ettik. Pandemi döneminde 5.000 aileye kuru gıda yardımı yaptık, 300 civarındaki aileye, faturalarına destek olduk ve nakdi yardım yaptık. Elazığ depreminde mağdur olan vatandaşlarımıza bir kamyonet dolusu insani yardım yaptık. Kastamonu Bozkurt ilçesindeki sel felaketinde mağdur olan vatandaşlarımız için bir tır dolusu su yardımı yaptık, Muğla yangınına yardım için arkadaşlarımızdan oluşan bir yardım ekibi gönderdik. İlçemize gelen, dernek-düğün davetiyelerinin hiçbirine kayıtsız kalmayıp gidelim veya gitmeyelim ama her halükarda partimizin amblemi olan çelengimizi gönderdim. Ozan Arif’in vefatında ilk mevlüd-i şerifi parti binasın da okutup helva dağıttırdım. SOn ülkücü şehidimiz Fırat Çakıroğlu’na mevlüt okuttum Ozan Arif’le beraber posterlerini binaya astım. 3 Mayıs Türkçülük Turancılık gününde binaya kocaman pankart astım. Başbuğumuz Alpaslan Türkeş’in ölüm yıl dönümünde portresi bulunan dev posterini ilçe binamıza astım, Bitti mi? Bitmez, bitmez. 12 Eylül askeri darbesinde tutuklanıp idam edilen 12 tane fidanımızın resim sergisini yaptırıp, Ataşehir’in meydanında bas bas bağırarak onları tüm Ataşehirlilere duyurdum. Bütün toplantılarda gezilerde milliyetçi sloganlar attırdım.‘ ifadelerini kullandı.
‘Bizdeki düstur budur hep de böyle olmuştur‘
Teşkilat üyelerine verdiği değeri anlatan Kar, ‘Teşkilatımız içinden düğünü derneği olan arkadaşlarımız, ya başkanım birde ‘Koray Bey çelenk gönderse iyi olur, tamam kardeşim dediğim an ikinci istek gelir bide genel başkan gönderse başkanım der ve seni kitler tamam demek zorunda kalırsın. Birçok düğüne hem genel başkan adına hem Koray Bey adına hem de ilçe adına üç çelenk gönderdiğimi bilirim. Yeter ki o arkadaşım kırılmasın düğününe gelen eşine dostuna göstersin ki partinin kendi teşkilatına nasıl sahip çıktığını görsün, bizdeki düstur budur hep de böyle olmuştur. Oysa günümüzde pekte öyle değilmiş. Biz bu partiyi nasıl kurduğumuzu, hangi insanların hangi ideolojiye sahip olduğunu, hangi abinin bize omurganın tamamen ülkücülerde olacağını söylediğini, bu hareketin cesurlar hareketi olduğunu, ama iki satır yazıya yenildiğini, 5 yıllık bir emeğin sorgusuz sualsiz heba edildiğini, sonra da cesurlar hareketi öyle mi? Parti ilk kurulduğu aylarda İYİ’yi kayı bayrağı ile eş değer tutarak milliyetçi gönülleri yine içinde tutma çabasını şimdilerde hiç gören var mı göremezsiniz. Oysa bakın ben neler yaptım.‘ şeklinde konuştu.
‘Niye ithal bir arkadaşı getirip Ataşehir’in başına geçirdiniz?‘
Görevden alınmasının ardından yeni ilçe başkanının Ataşehir dışından atanmasına tepki gösteren Kar, ‘Ben daha ne yapayım? Zaten meğerse bütün suçu işlemişim. Üzüldüğüm tek nokta kardeşim dediklerimin tabloya sadece bir noktadan bakmalarıdır. Oysa tablo çok ama çok geniş ve derin. Allah gönül gözlerini açsın ne diyeyim. Yukarıda da belirttiğim gibi maalesef genel merkezimiz, iki satır yazıya yenilmiştir. Ne benim ne de yönetimdeki bir tane yöneticime açılmış ne bir suç duyurusu ne de dava vardır. Hadi beni aldınız, yönetimde ki arkadaşlarımdan ne istediniz? Hadi onları da aldınız niye içlerinden birini ilçe başkanı olarak tekrar atamadınız da ithal bir arkadaşı getirip Ataşehir’in başına geçirdiniz? Yani, Ataşehir’de Ataşehir’i yönetebilecek kimsemi yoktu da, ya da şöyle mi sorsaydım, ‘Mert Kar’ın kurduğu teşkilât zaten ülkücü bir teşkilâttır, ha onu almışız görevden ha yönetiminden birini atamışız aynı şey’ diye mi düşündünüz?‘ dedi.
‘CHP’nin tam da kendisi oldunuz farkında mısınız!‘
“Merkez sağa oturacaksınız öyle mi?” diye soran Kar, sözlerini şöyle tamamladı: ‘MHP’ye benzemeyelim öyle mi? Ama CHP’nin tam da kendisi oldunuz farkında mısınız? Akademisyenler partisi oldunuz farkında mısınız? Aç olanı, aç kalan bilir! Lordlar kamarasından halka bakılmaz. Hele hele CEO’lar, genel müdürler bunu hiç anlamaz. Onur ve gururla 25/10/2017’den beri göğsümde taşıdığım parti rozetimden ayrılma vaktinin gelip geçtiğini, artık vaktin ayrılma vakti olduğunu duyurmak isterim. Bugüne kadar bir nebze de olsa emeğim var ise tüm arkadaşlarıma helaldir. Bana inanan benim ile yol yürüyen tüm arkadaşlarım bana haklarını helâl etsinler. Benim zaten onlara helaldir.‘
Göksenin Aktaş - İstanbul Gündemi