10 Kasım’da önce yıllarca yas tutarak sonra anma günü ilan ederek Atatürk’ün anıldığına hatırlatan Cumhuriyet Kadınları Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Tülin Oygür, 10 Kasım’a bugün artık “Atatürk’ü Anlama, Atatürk’ü Keşfetme ve Atatürk’te Birleşme” penceresinden bakıldığını kaydetti.
CKD Genel Başkanı Prof. Dr. Tülin Oygür, yayınladığı mesajda şu ifadeleri kullandı:
‘‘Atatürk’ü anlamak ama nasıl? Okuyarak mı, yazarak mı, propagandasını yaparak mı, ilkelerini savunarak mı? Elbette hepsi değerlidir, ama yeterli midir? Atatürk en çok mücadele içinde anlaşılır. Atatürk’ü anlamanın yolu Atatürk gibi olmaktan geçer. Bugün artık Atatürkçülük, Atatürk’ün propagandasını değil, Atatürk’ün yaptığını yapmaktır, yani devrimciliktir.
Devrimcilik evet, romantik bir söz olarak değil, nesnel bir gerçek olarak… Ekonomiden sağlığa, eğitimden kültüre, tarımdan sanayiye, enerjiden güvenliğe köklü çözümler üretirken ve dört bir yanımızdan namlularını uzatan Amerikan emperyalizmine karşı verdiğimiz yeni bir “Ulusal Kurtuluş Savaşı”nın içinde olarak anlaşılır Atatürk en çok.
Yalnız bizde değil, emperyalist düşmanı ülkesinden def etmiş ve etmekte olan Çin’den Cezayir’e, Latin Amerika’dan Kara Afrika’ya, Hindistan’dan Rusya’ya, Suriye, Irak, İran, Azerbaycan ve Afganistan’a kadar bütün mazlum milletler coğrafyasında anlaşılır Atatürk… O’nun yüzyıl önce ortaya koyduğu “Mazlum milletler zalimleri bir gün mahv ve nâbut edeceklerdir” hedefinin gerçekleştiği her yerde, o hedefe yaklaşıldığı ölçüde…
Mücadele etmeyen, mücadeleye ve mücadele edene burun kıvıran, mücadeleden kaçan elbette anlayamaz Atatürk’ü. Dolayısıyla duyduğu saygının, yaptığı anmanın da temeli, gösterişten öte anlamı olamaz. Mücadeleden kaçarken örneğin “Yurtta barış dünyada barış” vecizesine sığınır, Atatürk’ün o barışı en büyük savaşları kazanarak elde ettiğini anlayamaz.
Mustafa Kemal Atatürk müstesna milletimizin yetiştirdiği en müstesna evladıdır. Şartların olgunlaştığı tarih sahnesine karakteri, zekâsı, cesareti, millet sevgisi ve vatanseverliğiyle çıkmıştır. O’nun tarihe yön vermesi yaşadığı dönemle sınırlı değildir; bugün dahi emperyalist hegemonyaya karşı yaktığı “bağımsızlık meşalesi” ile mazlum milletlerin yolunu aydınlatarak sürmektedir.
İyimserliğimizin ve yiğitliğimizin en büyük kaynağı, O’nun bir program ve eylem kılavuzu olarak sadece milletimizin değil, bütün mazlum milletlerle birlikte yeni bir medeniyetin yolunu aydınlatıyor olmasıdır.
Mustafa Kemal Atatürk’ü saygı ile anıyoruz ve esasen mücadele ile anlıyoruz.’’
Göksenin Aktaş / İstanbul Gündemi