Ümraniye Belediyesi Haziran ayı birinci birleşiminde konuşmasını yapmak üzere gündem dışı söz alan CHP Ümraniye Meclis Üyesi Sacit Terzi, TÜİK’in 2020 verilerinden yararlanarak gençlik araştırması ve esnafın durumuna ilişkin bilgiler paylaştı.
Konuşmasında Belediye Meclis Üyesi oldukları için sokaklarda yaptıkları ziyaretleri ve vatandaşlardan aldıkları şikayetleri meclisle paylaşan Sacit Terzi, ‘Tabiri caizse bir sorduk bin ah işittik’ diye konuştu. Esnaf ve işyerlerine yaptıkları ziyaretlerde çalışanlarla, STK temsilcileriyle, memurlarla, esnaflarla, ev hanımlarıyla ve gençlerle görüştüklerini belirterek özellikle de gençlerin durumunu şu verilerle aktardı:
‘ÜNİVERSİTE MEZUNU GENÇ NÜFUSUN İŞSİZLİK ORANI %37’
“Ümraniye’deki esnaf arkadaşlarımız konuştuğumuz, fikrini aldığımız kişiler. Ümraniye’deki genç arkadaşlarımız öncelikle yalan rakamlar vermediğimi belirtmek istiyorum. TÜİK’in 2020 Gençlik Araştırması 19 yıllık AK Parti iktidarları döneminde ülke gençliğinin hangi konuma getirildiği konusunda endişe verici bir tabloyu ortaya koyuyor. Gençlerin eğitim, yaşam, gelecek beklentisi, sosyal yaşam koşullarının vahim derecede kötüleştiği, genç kadınların konumundaki kötüleşmenin ürkütücü boyutlarda olduğu resmi rakamlara yansıyor. 15-24 yaş arası 12,9 milyonluk genç nüfusta işsizlik oranı yüzde 25,3 olarak araştırmada yer alırken, en vahim olan genç nüfusun yüzde 28,3’ünün yani 2,9 milyonunun hem eğitim görmediği hem de çalışmadığı. Yani hem eğitimde hem de işte gençlerin sayısı hemen hemen 3 milyon. 15-24 yaş grubundaki genç nüfusun 1,3 milyonu üniversite mezunu ama 464 bini işsiz! Yani üniversite mezunu genç nüfusun işsizlik oranı yüzde 37 ve bunun anlamı üniversiteyi bitirmiş her 100 gençten 37’si işsiz ve geleceksiz. İktidar 2002’de 76 olan üniversite sayısını 207’ye çıkartmakla, 81 ilde üniversite açmakla; 8,4 milyon gencin halen üniversite öğrencisi olmasıyla övünüyor. TÜİK’in 2020 Gençlik Araştırması’nın gösterdiği gibi 207 üniversite her yıl işsiz kalacak gençleri mezun ederken, iktidar gerçek genç işsizliğini örtmek için 8 milyonu aşan üniversite öğrencisi sayısını kullanıyor. Genç nüfusun içinde bulunduğu eğitim, iş hayatı, sosyal koşullar, gelecek umudu ve beklentiler açısından bakıldığında bu iktidarın uyguladığı politikalar ile ülke gençliğinin ve ülkenin geleceğinin çok ağır bir tabloyla ve olağanüstü risklerle karşı kaşıya olduğu görülmektedir. Bunun sonucunda da gençlerimiz mutsuz, moralsiz, gelecek korkuları yüzünden büyük bir çıkmazın içerisine hapsedilmiş durumda. Gelecek kaygıları o kadar çok fazla ki fırsatını bulup yurt dışında yaşamayı kendi gelecekleri için büyük bir fırsat olarak görmeye başladılar. O yüzden yıllardır önleyemediğimiz beyin göçü her geçen gün artarak devam etmekte”
‘İŞÇİYE, MEMURA, EMEKLİYE SORDUK BÜYÜME DEĞİL, AKSİNE KÜÇÜLME YAŞANDIĞINI BELİRTİLER’
Sözlerine devam ederken esnafın durumuna da ayrıca başlık atan CHP Ümraniye Meclis Üyesi Sacit Terzi, ‘Esnafın durumuna gelince geçen hafta açıklanan rakamlara göre %7 büyümüşüz. Ben işçiye memura, ev hanımına, emekliye ve esnafa sordum hiç birisi büyümediğini aksine çok daha fazla küçüldüğünü söylediler’ diye belirterek şöyle devam etti: “Benim ve herkesin bildiği büyüyen bir ekonomide üretim artar, fabrikalar, iş yerleri çalışır, alışveriş artar, işsizlik azalır, ücretler artar. Bunların hiçbirisi olmadığına göre toplumun aklıyla dalga geçiliyor demektir. Salgının üzerinden geçen 14 aydan sonra iktidarın esnaf ve sanatkârı hatırlaması ancak bunu yaparken de bir grup esnafa 5 bin, diğerine 3 bin lira ödeme yapılması haksız ve adaletsizdir. İktidar 14 ayı bulan COVID-19 salgını sürecinde işyerlerini kapattırdığı, faaliyetlerini durdurduğu, kredi borçlarını faiziyle ertelemek ya da kredilerini daha yüksek faizle yapılandırmak dışında bir destek vermediği milyonlarca esnafı sonunda zar zor hatırladı. Ancak bu defa da haksız, adaletsiz, esnaf arasında ayrımcılık yapan bir uygulamayı devreye koydu. Tek seferlik hibe desteğinden yararlanacak 1,4 milyon kişiye yani 235 bin işletmeye 5 bin TL ödenecek, diğer işletmelere de 3 bin TL ödenecek. Bu desteklerin hiç birisinden faydalanamayacak birçok esnafımızı da unutmamak gerekir. , TESK’in açıkladığı rakamlara göre 2021’in ilk çeyreğinde işyerini kapatan esnaf sayısı yüzde 11 artarak 29 bin olurken, geçen yıl pandeminin başlamasından itibaren yılsonuna kadar kapanan esnaf-işyeri sayısının ise 100 bin olduğu duyuruldu. Yılbaşından bu yana 4 ayda 434 esnafın ekonomik sıkıntılar, biriken borçlar ve ödemeler nedeniyle intihar ettiği dile getirilirken, icra dairelerine ve muhtarlıklara iletilen günlük icra davası tebligatı sayısının Mayıs ayında ortalama 1100-1300 arasına yükseldiği kaydedildi.
‘MİLLİ GELİR 720 MİLYAR DOLAR ANCAK ESNAFA VERİLEN DESTEK %1 BİLE DEĞİL’
1,4 milyon esnaf ve küçük işletmeye yapılacak hibe desteği 4 milyar 625 milyon lira. Dolar bazında hesapladığımız zaman verilecek 3 bin liralık hibe 360 dolar. 5 bin liralık hibe ise 600 dolara karşılık gelirken, toplam destek tutarı 555 milyon dolara karşılık geliyor. TÜİK’in son açıkladığı verilerle Türkiye’nin milli geliri dolar bazında 720 milyar dolar. Yaklaşık 1,4 milyon esnafa yapılacak desteğin toplamı ise bunun yüzde 1’i bile değil! Oysa iktidarın bir elin parmakları kadar müteahhide yolcu ve araç garantili köprüler, otoyollar, havaalanları ve hastaneler için 2021 bütçesinde ayırdığı garanti ödemelerinin tutarı 31 milyar TL. Dolar karşılığı 3,7 milyar dolar. Yani milyonlarca esnafa müjde olarak sunulan bir defalık desteğin yaklaşık 8 katı! İktidarın 14 aydır kendi kaderine terk ettiği esnafımıza müjde olarak sunulan bu ödemeler kiraya mı, birikmiş borçlara mı, yanında çalıştırdığı kişinin aylığına mı, ödenememiş elektrik-su vb. faturalara mı yetecek? Esnafa yapılan bu destek açıklamasından 3 gün sonra ÖTV’ye yapılan zamlar ile bu yardımlar 2 ayda bütçeye yük olmadan karşılanacak yani yük yine 83 milyonun sırtına yüklenecek. Maalesef çok daha vahim olan bir konu da aylarca dükkanını açamayan ve kirasını ödeyemeyen esnaflarımızdan stopaj vergisinin alınıyor ve alınmaya devam edilmesidir. İnanın içimiz acıyor, bu ve bunun gibi birçok örneği burada sayabiliriz. Mesela, SGK borçları gibi sonuç olarak, bugüne kadar sorunlara çözüm olmayan, pek çok işletmeyi, şirketi kredi borcu batağına sürükleyen bu yöntemle iktidar birkaç ay daha ekonomiyi ayakta tutmaya, suni teneffüs yaptırmaya yöneliyor. Ülke ekonomisi ve toplumun geniş kesimleri için topyekûn bir çöküşün, ağır bir krize girişin sinyalleri belirginleşiyor” GÖKSENİN AKTAŞ / HABER MERKEZİ