Bazen kendimde bilinçli olarak sosyal medya hesabımdan tartışmalara dahil olup bu kitleyi daha fazla anlamaya çalışıyorum. Bu konuda en büyük tespitim, insanların bırakın futboldan zevk almayı aksine daha fazla gerilerek büyük bir kavganın içerisine giriyorlar.
Sosyal ve sportif faaliyetlerden zevk alan toplumlar normalde mutlu olurlar. Mücadelenin ve başarının keyfini çıkarırlar. Maç sonrası heyecan dolu pozisyonlar konuşulurken, maç içerisindeki centilmenlik adına yapılan güzel hareketlerin rakip taraftarları tebessüm ettirir.
Bizde ise özellikle derbi maçları öncesi daha hafta başında kulüp başkanları ya da yöneticiler gerilim dolu açıklamalar yaparak maça günler kala kendilerince olayları farklı bir yöne çekerler. Bu açıklamalar üzerinden taraftarlar sosyal medya gruplarından hiç acımadan birbirlerine linç girişiminde bulunurlar. Maç oynanıp bittikten sonra ise hakem hataları, oyuncuların maç içerisindeki centilmenlik adına yakışmayan hareketleri, şike söylentileri, teknik adamların hataları... Liste uzayıp gidiyor. Toplumun futboldan zevk alması gerekirken daha çok strese giriyor. Zaten spor kültürü olarak zayıf bir toplum olduğumuzu da göz önünde bulundurursak maalesef bu acı tablo ortaya çıkıyor.
Futbol zevkine öldüren diğer bir konu ise sporseverlerin, ülkemizde futbolun adil bir oyun olmadığını ve sanki yazılmış bir senaryo olarak bakmasıdır. Bunun en büyük sebebi olarak büyük kulüplerin diğer takımlara karşı korunup kollanma algısıdır. Ve bu algı giderek artmaktadır. Haklılık payları var mıdır siz değerli okuyucularıma bırakıyorum. Çünkü milyonlarca taraftar olan bu büyük kulüpler şampiyonluk yarışında olmadıklarını bir düşünün. Onun yerine diğer takımlarının yarışta olduklarını hayal edelim. Bu durum elbette ki başta yayıncı kuruluş olmak üzere bu işten büyük kazanç sağlayan futbol kartellerinin işine gelmeyecektir. Eskiden futbolun sembol kahramanları vardı. O isimler sayesinde toplumda birlik ve beraberlik vardı. Ancak sektör haline gelerek vahşileşen bu oyun toplumu gererek sembol isimleri bile unutturdu. Bu sadece bizim ülkemizde değil gelişmemiş bütün ülkelerde de tablo aynıdır.
Toplumun kültür seviyesi spora olan bakış açısınıda belirleyen bir durum olarak ortaya çıkıyor. Bu nedenle baştan aşağı değişerek, yeniden yazılması ve uygulanması gereken bir Spor Kültürümüz olması gerekir. Sağlıcakla ve sporla kalın.