Protokolden maçlarını izleyerek hem taraftarlara görüntü verir hem de kulüp yöneticileri ile hasbihal ederler. Bu manzara diğer şehir takımlarında da gördüğümüz ve alışık olduğumuz bir durum. Kulüpler maddi açıdan bir kampanya yaptıklarında yine en baştan siyasi aktörler rol alır. Eğer yakında bir de seçim varsa verilen vaatlerde sınırlar zorlanır. Hal böyle olunca kulüpler ve taraftarlar siyasi aktörlerden büyük beklentilere girer doğal olarak. Siyasetçiler bu durumdan faydalanırken kulüpler ve taraftarlar için işin sonu genelde hayal kırıklığı ile sonuçlanır.
Çünkü siyasetçi de olsa iş adamı da olsa ne kadar çok maddi yardım yapılırsa yapılsın bu kulüpler için ileriye dönük bir çözüm değildir. Forma yardımı veya nakit yapılan yardımlar geçici çözümlerdir. Belediyelerin ulaşım ve tesis konusundaki destekleri faydalıdır. Bundan dolayı elindeki imkân ve kaynakları yerinde kullanan siyasetçi ve belediye başkanlarının hakkını teslim etmek lazım.
Siyasi aktörler gerçekten kulüplere ve ülke sporuna fayda sağlamak istiyorlarsa yapılacak ilk adım Meclis‘ten Spor Yasasını çıkarmalarıdır. Böylece kulüplerin yönetim sistemleri ve geleceği daha sağlam bir işleyişe kavuşmalıdır. Yönetime gelen idareciler bu sorumluluğun ağırlığını bilmeli ve hesap verebilir olmalıdır. Kulüpleri yanlış transfer politikalar yerine kendi öz sermayelerine teşvik edilerek üreten bir spor sektörü haline getirilmelidir. Özellikle yıllık bütçelerinden en az %5 altyapıya harcanması konusunda limit konmalıdır. Altyapılardaki emektar antrenörlerin özlük hakları garanti altına alınmalıdır. Öz sermayemiz olan altyapı sporcularının sadece sportif gelişimleri değil eğitim, kültür ve sosyal gelişimleri de bu bütçeler ile karşılanarak karakterli sporcuların yetiştirilmesi sağlanmalıdır. Yerel yönetimlerin aktif spor yapan tüm branştaki sporculara eğitim başta olmak üzere birçok konuda imkân sağlamalıdır.
Bu yasaya ek olarak olarak üniversitelerde spor üzerine yapılan bilimsel çalışmalarında sadece teoride kalmaması ve pratikte de sahaya yansıması için düzenlemeler yapılmalıdır. Çünkü ülkemizde sporun en büyük sıkıntılarından birisi de bu konudur. Ne kadar değerli olursa olsun üniversite dışına çıkıp topluma yansımayan hiçbir bilgi veya bilimsel çalışmanın anlamı yoktur. Spor üzerine yapılan bilimsel çalışmalarda aktif olarak ülkemiz sporuna yansımadığı için önemi kalmıyor maalesef, çalışmayı yapan akademisyen veya öğrenci dışında. Sağlıcakla ve sporla kalın.