Bir hadisi şerifte Hazreti Peygamber S.A.V. “Kişinin dört büyük düşmanı vardır. Bu düşmanları tanımayan helak olur. Bunlar ise; şeytan, nefis, kötü arkadaş ve nefis hesabına olan dünya sevgisidir ve bunların içinde de en tehlikelisi de kötü arkadaştır" demiştir.
Gerçekten öyle değil mi? Bununla ilgi yine bazı hadisler ve manidar atasözleri de mevcuttur. Mesela; “kişi arkadaşının dini üzeredir” hadisi şerifi ile “bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim” ata sözüdür.
Şimdi bazı dostlara bakıyorum da üç yüz altmış derece değişmişler. Önce şaşırıyorum ve sonra çevresine bakıyorum ve de anlıyorum ki, beraber olduğu adamların tesirinde kalarak eksen kaymasına uğramışlar. Tabi ki üzülüyorum; ama elimden gelen bir şeyde yok. Basit dünyaya ait işler yüzünden ahiretini yaktığı gibi dünyasını da yakmış ne yazık ki. Kırmızı görmüş boğa gibi saldırgan olmuş. Vah ki ne vah!
Gerçekten günümüzdeki siyasi tarafgirlik, haset, kıskançlık ve inat yüzünden hakkın yerine batılı över olmuş, birden çevresinin etkisi ile küfrün derinliklerine düşerek ve zalimleri överek ebedi saadetini de göz göre göre kaybetmeyi tercih etmiştir.
Adam o hale gelmiş ki ağzından salyalar akarak ecdadına gerici yobaz diyerek ve geçmişini inkara tevessül etmiştir. Yazık çok yazık! İşte kötü arkadaş ve çevrenin ne kadar tehlikeli olduğunu bilmüşahade böylece ispat etmiştir.
Bunlar hak sözlere kulak vermemenin ve itibar etmemenin neticeleridir. Rabbim bizleri böyle tehlikeli durumlara düşmekten muhafaza buyursun ve şerli ve kötü insanlarla arkadaşlık ve dostluk etmekten de korusun. Neslimizi ve de nefsimizi böyle insanların şerlerinden emin etsin. Amin