NASİHATA MUHTACIZ

Atalarımız, “insan kulaktan sulanır” demişler ve bu bakımdan eskiden beri büyüklerimiz nasihate önem vermişlerdir.

Her insanda sevdiği bir insanı taklit etme güdüsü vardır. Hayatımızda bu beğendiğimiz hal ve hareketleri taklit eder ve uygularız. Belki de bu hal ve hareketler bazılarının hoşuna gitmese bile bizim hoşumuza gider ve o güzel bildiğimiz düşünce ve davranışları bizde severek yapmaya çalışırız.

Bir Hadis-i Şerif‘te “Din nasihattir” ifadesi, bize nasihatin önemini göstermek bakımından güzel bir örnektir. Çünkü dinin emir ve yasakları da bir nasihattir.

Yine meşhur bir söz vardır: “Çok yaşayan değil, çok gezen bilir.” Çünkü çok gezen insanlar, çok şey görmüşler ve birçok insandan etkilenmişlerdir. Bu bakımdan onların tecrübesine itimat edilir.

Tecrübeler kolay kazanılmaz. Meslek ve sanatlar basit yollarla elde edilmez. Her şeyin kendine göre zorlu bir tarafı vardır. Bu zora sabredip çalışanlar zoru başarırlar.

Ağacın yaşken eğildiğini hepimiz biliriz. Çünkü kuru ağaç eğilmez kırılır. Bazı kabiliyetler küçük yaşlarda daha kolay gelişir. Bu yüzden kabiliyetimizi geliştirmek için daha erken yaşlarda çalışmaya başlamamız gerekir. 

 
Bizlerin de birileri tarafından taklit edilebileceğimizi düşünerek hal ve hareketlerimize dikkat etmemiz, kötü hal ve hareketlerden uzak kalmamız icap eder. Hele bize en yakın olan çocuklarımızı düşünürsek, onlara karşı sorumluluğumuzun hesabını yapmalıyız.

Eğer bir baba içki içiyor ve eve her gün içkili geliyorsa, yine bir baba kumar oynuyor ve bunu çocuklarına gösteriyorsa, elbet bundan çocukları da olumsuz etkileneceklerdir. Bir baba için en kötü şey ise, çocuğunun kötü yola düşmesidir.

Çocuklarımızın kendilerine, ailelerine ve çevrelerine faydalı olmalarını istiyorsak, onlara iyi örnek olmak ve iyi insanları örnek göstermemiz lazımdır.