DOĞRU KONUŞMAK ZOR

Bu zamanda doğru konuşmak çok zor hale geldi. Doğru konuştuğun zaman ya dostlarını küstürür ya fincancı katırlarını ürkütür yada başın dertten kurtulmaz zarar edersin. Çünkü taassup, inat ve tarafgirlik öyle bir hal almış ki melekler şeytan, şeytanlar melek olmuş. İşte bu yüzden bu tür kimseleri ikna etmek, tabiri caizse deveye hendek atlatmaktan zordur.

Elbette hatasız insan olmadığı gibi hatasız hükümet de olmaz. Kusur beşeriyet iktizasıdır. Biz burada bilerek veya bilmeyerek işlediğimiz hata ve kusurlardan bahsetmiyoruz. Bizim asıl anlatmak istediğimiz mesele hata ve kusurları hata ve kusur görmemek ve onu doğru kabul etmektir.

Halk arasında, ?Doğru tektir, sana göre bana göre doğru olmaz´ sözü de aslında doğrunun tek olduğudur. İnsan yaratılış itibari ile mükemmel duygu ve cihazlarla donatılmış bir varlıktır. Hatta hala bu varlığın tam anlamıyla sırrı çözülmüş değildir. Bazı zatların kısmen çözdükleri büyük bir bilinmezlik sırrının saklı olduğu insanın içine konan vicdan terazisi de doğruyu tesbit etmeye yarayan mühim bir araçtır. Hatta büyüklerimiz bu hususta, ?size fetvada verseler vicdanınıza danışın´ denilerek, vicdanın doğruyu bulmada önmeli bir pusula vazifesi gördüğüne dikkat çekilmiş. Çevremizde yanlışa doğru diyen birçok kimseyle karşılaşırız ve çoğu zamanda tartışırız; ama netice aldığımız pek görülmemiştir.

Kişi bilmediğinin cahilidir. Hatta Peygamberimiz (sav), ? Bilmiyorum demek de bir ilimdir´ buyurarak, bilmediğin halde biliyormuş gibi davranarak hem kendini hem başkalarını yanıltmak büyük bir vebaldir. Siyah siyahtır beyaz da beyazdır. Zıttını iddia etmek ya katmerli bir inat yada katmerli bir cahildir. Her ne kadar bakış açıları farklı olsa da doğru doğrudur.

İstanbul 1453 yılında fethedilmiştir. Buna 1454 demek ya inatvari bir ahmaklık yada cahilliktir. Doğru 1453´tür. Çok hoşuma giden düsturlardan biri de, ?Konuştuğun zaman doğru konuş; fakat her doğruyu her yerde konuşma aksülamel yapar.´ İşte bu düstur huzurlu bir yaşam için vazgeçilmez bir kaidedir.

Yorum Ekle