Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan´ın, ?Dünya beşten büyüktür´ çıkışının yankıları ve etkileri değişik mecralarda sürdürülüyor. Bu durum ise ülkede yaşayan insanları olumsuz etkilese de, safları sıklaştırmaya sebep oluyor.
Son iki yüz yıldır şiddetlenen baskılar, her ne kadar milletimizi bezdirse ve dış güçlerin içimizdeki piyonları ve onların propagandalarına aldanmış olsa da, halkın azımsanmayacak bir bölümü bunun nereden geldiğinin bilincinde olması, mücadele azmimizle ilgili bir sorun teşkil etmeyeceği yönündedir.
Hepimizin malumu, çok geriye gitmeye gerek yok. Yakın zamanda ülkeye kurulan ve dış güçlerin baskısı ile tezgahlanan gezi olayları ve bunun arkasındaki güçleri ve yerli işbirlikçilerini hepimiz gördük. İyi niyet kılıfına sarılan bir işgal hareketine içimizdeki gavur işbirlikçileri ile, onların aldatmalarına kanan saftirik bazı ahmaklar da alet oldular. Rabbim bu badireden ümmeti kurtardı ve düşmanlara fırsat vermedi. Ardından topyekün 15 Temmuz hadisesi ile üstümüze çullanan düşmanlar, bu kez de milletin basireti sayesinde umduklarına nail olamadılar.
Aslında bütün bunların sebebini Tayyip Erdoğan´ın devrilme kılıfına saranların asıl hedefleri, Türkiye´yi esir edip etkisiz hale getirmekti. Bunu azıcık aklı ve basireti olan görebilirdi. Lakin küfür, tarafgirlik, haset, inat ve kıskançlık içinde bocalayanların bunu anlaması veya anlamak istememesi olağan bir durumdu.
Şimdi ise, ?Su uyur düşman uyumaz, kaidesince, düşman hâlâ teyakkuz ve taarruzda olduğunu apaçık gösteriyor. Gezi ve 15 Temmuz´da umduğunu bulamayan ABD ile Avrupa kafirleri ve bizden gibi görünen içimizdeki Asya münafıkları, ülkemizi ve bizi esir almak için boş durmuyorlar. Bu kez de dövizle bizi vurmaya çalışıyorlar lakin unuttukları bişey var. Nasıl ki ?Kötü komşu insanı ev sahibi yapar´ diye atasözümüz var ise, bu durum da düşmanların son kozları ve çırpınışları olacaktır. Tarih, yıkılması zor olan zalimlerin nasıl yıkıldıklarının ibretli anıları ile doludur. İnşallah en kısa zamanda bütün zalimlerin yıkılışını hep birlikte izleriz.