Medya kısaca yazılı, sesli ve görsel kitle iletişim araçları olarak tanımlanır. Medya kavramı haber alma ve haber aktarma ihtiyacından ortaya çıkan bir iletişim kavramıdır. Ancak son yüzyılda sosyal medyanın ortaya çıkması ile beraber haber alma ve aktarma ihtiyacının yanında duygu ve düşüncelerin de paylaşıldığı bir mecraya dönüşmüştür. Güncel, sanat, spor, siyaset, magazin gibi birçok farklı konularda toplumları haberdar ederken, aynı zamanda toplumlara da olumlu ve olumsuz yön veren bir araçtır. Yazılı ve görsel medyadaki haberler sosyal medyayı da etki altına alarak toplumun algısına yön vermektedir. Çünkü sosyal medya, kişi kendi haberini yaparken hem haberci hem de haberin kahramanı konumundadır.
Ülkemizde olumlu ve olumsuz etkilerini değerlendirecek olursak diğer birçok konu gibi spor medyası da sınıfta kalmaktadır. Medya doğru bilgi ve haberlerin yanı sıra topluma fayda sağlamalı ve toplumun eğitim kültür seviyesini yükseltmesi gerekir. Güncel haberler ile beraber spordaki bilimsel gelişmelerden de bahsedilmelidir. Sporun sosyolojik ve psikolojik birçok yönünü ele almalıdır. Sporda; egzersiz, beslenme, anatomi gibi birçok konuda toplumun anlayacağı seviyede bahsedilerek, toplumun bilgi kalitesi artırılmalıdır.
Ancak ülkemizde doğru habere ulaşmak zor olduğu gibi topluma katkı sağlayacak birçok konuda da geri kalmıştır. Spor medyası da reyting ve tiraj kaygısı ile hareket ettiği için popülizmin pençesinde kalmıştır. Doğru haber yerine, çoğu kez toplumun nabzına göre haber yapılmaktadır. Birçok spor yorumcusu sıfatı ile ekrana çıkan kişiler, sıradan bir vatandaşın bile yapabileceği yorumun ve seviyenin üzerine çıkamamaktadır. Yani spora meraklı bir vatandaşı ekrana koysanız aynı kalitede yorum yapabilir veya iddia meraklısı bir vatandaş aşağı yukarı birçok takımın performans analizini aynı seviye ve kalitede yorumlayabilir. Bazı özel yorumcuları bu konunun dışında tutarak , genel itibariyle durum böyledir. Sorsanız toplum bu tarz haber istiyor, arz talep meselesi diyerek kestirip atılıyor. Halbuki siz toplumun önüne neyi koyarsanız toplum ona bakar. Kaliteli ve nitelikli konuları koyarsanız, toplumun da bakış açısı gelişir kalitesi artar. Ancak kulaktan dolma, dedikodu üzerine kurulan ve bilgi kirliliğiyle dolu haberler koyarsanız seviye düşer. Kitle ve taraflar arasında kaoslar çıkar.
Özellikle transfer döneminde, yeterki bir dünya yıldızının adı bir takımımızla anılmasın. Tüm transfer dönemi boyunca ülkedeki sporseverler o isimle yatıp o isimle kalkmak zorunda kalıyor. Sporcunun menajerinden tutun da, ailesi ve arkadaşlarının sosyal medya hesaplarında attıkları adımlara kadar gereksiz herşey haber olarak toplumun önüne sürülmektedir. Çoğu kez de transfer olumsuz sonuçlanıyor ya da beklenen performansı gösteremeyince toplumun da beklentileri ve hayalleri olumsuz olarak etkileniyor. Vasat sporcuların ve menajerlerin bile parayla yalan transfer haberleri yaptırdıklarına değinmek bile istemiyorum.
Medyanın; popülizmin pençesinde, kaygılarla hareket etmesinden en çok da bireysel sporlarda dünya çapında birçok başarı kazanan sporcularımız olumsuz etkilenmektedir. Çünkü kendilerine devede kulak misali yer verilmektedir. Düşünsenize birçok imkansızlıkların arasında büyük emeklerle mücadele vererek, ülkenin bayrağını zirveye taşı ama ülkeye hiçbir faydası olmayan bir futbolcunun boy boy gerçekliği tartışmalı transfer haberlerinin yanında küçük birkaç satır haberin yapılsın. Ne kadar trajik değil mi? Yazılacak, konuşulacak daha çok şey var ama değil sayfalara, kitaplara bile sığmaz. Sağlıcakla ve sporla kalın..