Bu veciz tabir aslında gerek özel hayatımızda ve gerekse toplumsal hayatta çok sık karşılaştığımız bir durumdur. Yani her şeye burnunu sokan, her lafa karışan ve her şeye cevap yetiştiren ahmak, ukala ve aklı evvel kişilere rastlamak mümkündür.
Ne garip ki, böyle insanların arkasından her eleştiriyi yapıp ve onları yerin dibine soktuğu halde karşısına gelince ya riyakarlıktan ya korkudan ya da başka sebeplerden onu el üstünde tutanlara da çok rastlıyoruz.
İşte asıl görülmesi gereken de budur. Haydi diyelim öbür adam, ‘her şeye maydanoz olmayı’ adet haline getirmiş, sefih, ahmak ve cahil kişiliğe sahip kimseler olsun. Lakin bu kimselere değer veren, onları el üstünde tutanlar bence ve tabiri caizse riyakarlığın kitabını yazmış adamlardır.
Böyle adamlar oldukça ‘her şeye maydanoz olanları’ her zaman ve her yerde görmek mümkündür. Bu yalaka tipleri, toplumda itibar edilen adamlar haline getirenlerin bence şahsiyetlerini çek etmesi icap eder. Yahu arkadaş! Neden bu tür insanların toplumda rağbet görmesine sebep oluyorsunuz? Bilmem ki acaba bunların kendilerine göre bir sebepleri var mıdır? Ben hiç sanmıyorum. Aslında bu kimselere rağbet edenler de iç içten içe kendini gizleyen ve duygularını açık edemeyen ve de aynı ruha sahip kimselerdir.
Adamın karakteri, düşüncesi, fikri, yaşam biçimi ve olaylara bakış açısını bildiğimiz halde neden bu tür kimseler toplumda el üstünde tutulur, doğrusu anlamış değilim.
Bu gerçeği yerel seçimler öncesi ve de sonrası daha bariz ve açık bir şekilde görüyoruz. Benim asıl garibime giden ve beni üzen ise ‘her şeye maydanoz olanlarla’ zıt kutuplu bir düşünceye ve yaşam biçimine sahip olduğu halde böyle kişilere rağbet edip meşruiyet kazandıranlardır.
Anlaşılan o ki, ‘ne her şeye maydanoz olan’ ve ne de onlara rağbet edip değer verenler biter. Bu yüzden, ‘zarara bile bile gidene acınmaz ve acımak da müstahak değildir’ deyip en güzeli bu tür kimselerden mümkün olduğu sürece uzak durmaktır.