ADALET

Hiç değişmez bu söylemler. Her zaman, her devirde aynıdır. Yanlış da yapsa, hata da yapsa, hatta prensiplerinden şaşsa da benim partimdir, olur böyle şeyler, diyerek takım tutar gibi tuttuğu partisini desteklemeye devam eder. Kimse adalet pesinde falan değil. Adaleti aramamız için önce karşı görüş her ne ise o görüşün sahipleri tarafından mağdur edilmemiz gerekiyor. Eğer mevcut güç odağı bizi mağdur etmemişse, kimi mağdur ederse etsin. Çünkü benim fikrim, benim partim, benim davam iktidar! Gerisinin bir önemi Yok! ABD ve İsrail de bizi biz kadar tanıdığı için istediği gibi at koşturuyor memlekette. Kim ne derse desin. En kaba hali ile partiler ülkesiyiz!

Hal böyle olunca, dışarıdan seyrederek bile bazı hadiselerin nereye varacağını içinde olmadan da anlayabiliyoruz. Çünkü geçmiş, o hadisenin emsalleri ile dolu. Falanca grup, filânca grupla tartıştı ya da çatıştı!... İki taraftan hangisi iktidar erki ise, o galip, diğeri hemen değilse de ilerleyen vadede mağlup olacaktır. Geçmişte böyle idi, şimdi de böyle! Eski Türkiye ile Yeni Türkiye dedikleri iki Türkiye arasında çok ince bir fark var dersem abartmış olurum. Çünkü hiç fark yok! Uygulayıcılar değişti, isimler değişti, hatta kurumlar değişti, ama sonuç hiç değişmiyor. Filanca yerin başına falancayı getirelim! Neden? Çünkü işin ehlî, bilgi ve birikimi gayet yeterli, tahsili ve tecrübesi yüksek. Üstelik vatansever... IIIH!... Olmaz! Neden olmaz? Çünkü bizden değil! Biz??? Biz işte yahu..., Sen, ben ve bizimkiler... Bu kafa yıllarca hep sabit kaldı canım ülkemde. AKP iktidarından daha eski bir kafa. Zaten AKP’yi doğuran da aynı kafa... Son 35 yıldır CHP’nin hapis olduğu kafa da aynı kafa, MHP nin içinde oturduğu kafa da aynı kafa, HDP’yi üreten de.... Daha ismini saymadığım eski veya yeni onlarca partiyi ortaya şeren de aynı kafa.

ABD ve türevleri de gayet farkında bu kafanın. Zira bu kafayı onlar yarattılar. CIA’nın toplum mühendisliğinin eseri bu kafa! Bizi yiyip bitiren, yıllardır aynı girdaba hapseden kafa, bu aynı kafa. Sanmayın ki ülkede çok büyük değişiklikler oldu. Olan biten aynı. Değişen sadece iktidar gücünü elinde tutanlar. Yarın başka bir iktidar gelecek belki. Belki bambaşka bir siyasal görüş yönetecek ülkeyi. Ama emin olun hiçbir şey değişmeyecek. Çünkü bizdeki kafa aynı. Kafa değişmiyor kafa! Peki nasıl değişir bu kafa? Evvela erdemlerin en büyüğü ve bütün erdemlerin başı olan adalet ile başlamalıyız bu değişime. Kim ya da kimler olursa olsun. Adaleti aramalıyız toplum olarak. Misal, bir kadın düşünün!... Bekarlığında, bir erkek tarafından hayati zindana dönüyor, evlendikten sonra erkek evladı olduğunda, onun benzer şeyler yapmasına müsaade ediyor ya da ses çıkartmıyor. Erkektir, elinin kiridir vs... diyebiliyor. Tanıdım ben böyle kadınlar. Bu kadınlara her şey müstahak işte. Bizler de bu kadınlar gibi bir toplum olduk. Eğer adaletten şaşarsak, bütün belalar döner bizi bulur. Bu tabiatın da Allah in da kanunudur. Men dakka dukka!... Peygamber efendimiz (S.A.V) boşuna söylememiş, eden bulur diye! Adaletin ne denli önemli olduğunu buradan da anlamıyorsak eğer, daha ne diyelim bilmem ki. Adalet herkese her zaman lazım. Var mı içinizde, eskiden adalet yoktu ülkede, ama artık var diyebilen? Var ise, ona dikkat edin. Ondan sakının kendinizi. Zira en kısa zamanda size de adaletsizce davranacaktır muhakkak. Hz. Ömer gibi olmak elbette çok zor. Ama ona yaklaşmak büyük iş. Bunun için çabalamak, bunun için var olmak dahi önemli. Dün mağdurdum diyen insanın, bugün başkalarını mağdur etmesi akıl alır şey değildir. Samimi değildir. Akıllara soru işareti getirir.

Kısaca, adaletin olmadığı her zemin, çökmeye mahkumdur. Yok olmaya mahkumdur. Ayakta duramaz. İlk evvela adaleti sağlarsanız, karşınızda olanların bile desteğini alırsınız birçok konuda. Ancak adaletle hükmetmezseniz, yaptığınız doğrularda kaybolur, yok hükmünde olur toplumun nazarında. Bizden söylemesi... Düşmez kalkmaz bir Allah... Unutanlara hatırlatalım...