Futbol maçları devam ediyor, diziler olanca şiddeti ile devam ediyor. Hayat akıyor. Ama bakıyorum çevreme, moraller bozuk. Marketteki kasiyer azıcık gülümser gibi oluyor, hemen ardından gözü ekrana takılıyor: “Şehit sayısı 36 oldu!”... Düşüyor suratı kızcağızın. Gene aynı hüzün. Sosyal medyada 3 - 5 vicdansız, ahlaksız, soysuz mahlukat! Gülücükler atıyorlar şehitlerimizin ardından! Bir tanesi Kıbrıs‘ta, biri Fransa, biri de Norveç‘te atıp tutuyorlar. Kürt olduklarını iddia ederek kin kusuyorlar Türk devletine, Türk milletine!.. Oysa şehitlerimizin içinde kaç kürt vatan evladı var, bilmiyor! Soysuzluk, kendini inkârla olur. İhanet ise, o inkarı ikrar etmektir. Vatan nedir, bilmeyene anlatamazsınız ne büyük nimet olduğunu.
Siyaseten neden Suriye‘deyiz? Sorusunun içini çok fazla dolduramadı iktidar. İkna edemedi toplumu. Kendi seçmeni zaten sormuyor. Reis istediyse, vardır bir bildiği diyorlar. Asıl ikna etmeniz gereken toplumun tamamıdır. Anlatmalısınız, tüm yönleri ile anlatmalısınız. Dün başka, bugün başka söylevlerle insanları ikna edemezsiniz.
Düşünün şimdi. Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı iki günlük suskunluğun ardından televizyona çıkıyor. Gezi diyor; Camide içki içildi diyor, ekonomi diyor, Bay Kemal diyor, turist diyor, Putin diyor, Trump diyor, espiri olmuş aralarında onu anlatıp gülümsüyor ve salonda alkışlamalar.... Kusura bakmayın, ama olmadı. Hiç olmadı. Hiç yakışmadı. Yazık... Sokakta insanların suratı bir karış, moraller bozuk, asker evlerine ateş düşmüş... Tam 36 Şehit! Dile kolay!... 36 şehit... Siyer-i bilmem. Ama ben duymak isterdim. Başkomutan olan Cumhurbaşkanı‘ndan duymak isterdim. Gereğini yapacağız! Hesap soracağız! Canımız gitti, içimiz yandı vs.... İsterdim ki, bu devletin en büyüğü, en azından bu sözlerle paylaşsın ailelerin acısını!... Ama olmadı. Dediler ki, reis hiç uyumadı, sabaha kadar istişare yapıldı, telefon trafiği cok yogun dediler. İşte petrol var mı yok mu, Suriye‘de onu konuşup gülüşmüşler. Bize söylemek istemediği şeyler var mı bilemeyiz tabi.
Ama şunu net olarak söyleyelim; AK Parti iktidarı, iç politikada ne kadar atak ise, dış politikada da bir o kadar çekinik. Hatta kaba tabir ile geri vites bile yapılmış. Bizi Suriye‘ye sokan zihniyet, ‘Stratejik Derinlik‘ti.‘ Ahmet Davutoğlu denen adam yani. Bir de konuşmuş. Suriye politikası ile ilgili önerilerimiz var. Tüm partilere sunacağız demiş. Güler misin ağlar mısın!
Kısacası, çok konuşmaya mecalimiz de, yüzümüz de kalmadı aslında. ABD yardakçısı bir kral öldü diye bayrakları yarıya indirip, yas ilan etmiştik. O gün nasıl yazık olduysa, bugün de yazık ettiler ülkeme... Şehitlerimize Allah’tan rahmet, kederli ailelerine sabır diliyorum.