Gerçekten zor bir zaman. İslami kaynaklarda çokça zikredilen bu zaman diliminden nedense çok olumlu bir söz edilmez. Peki, ‘bu zaman ne zaman? diye akla gelen bazı sorular olabilir. Aslında bu zaman Peygamberimiz s.a.v. devrinden itibaren takriben üç yüz yıl sonra başlar. Yani üç asır gibi bir zaman diliminin ardından, sahabe, tabiin ve tebetabiin devrinden sonra başlayan bozulma döneminde, insanlık alemi azar azar bozularak büyük bir çöküş dönemine girmiş ve toplumlar arasında yoğun fitneler zuhur etmiş ve çoğalarak da devam etmiştir. Günümüze gelindiğinde ise, toplumsal güvensizlik, her türlü ahlaki çöküntü, katillik ve yalan dolan her tarafı sarmış, çevrede neredeyse güvenilir insan bulmak çok zor hale gelmiştir.
Gerçi zaman zaman kısmi bazı düzelmelerin yaşandığı zaman dilimleri olsa da, genel anlamda ahirzamanın olumsuz havası hep görülmeye devam etmiştir. Yine dini kaynaklara bakıldığında ahirzamanda çıkacağı ve belli bir zaman diliminde yeryüzünde hakim olup toplumda zirve yapmış zulüm ve adaletsizliği ortadan kaldıracağı belirtilen Hz. Mehdi ve yine gökten cismi beşerisi ile yeryüzüne ineceği bildirilen Hz. İsa a.s. döneminde asrı saadet dönemi bir zaman yaşanacağı ve ondan sonra da bozulma daha şiddetlenerek hızlı bir şekilde artacağı yine kaynaklarda yazmaktadır.
Bu yüzden böyle zamanlarda Peygamberimiz s.a.v.:“Kıyamet yaklaştığında fitneler çoğalır.Gece başlarken karanlığın artması gibi olur. Sabah evinden mümin çıkan akşam evine kafir olarak döner. Akşam mümin iken gece sefalarında imanları gider ve kafir olarak sabaha çıkarlar. Böyle zamanlarda kenarda kalan ileri atılandan, oturan ayakta olandan, ayakta olan yürüyenden, yürüyende koşandan hayırlı olduğu için evinizde oturun ve fitneye karışmayın” (Ebu Davud) diye tavsiyede bulunmuştur.