“20 yıldır Afganistan’ı ele geçiremeyen Taliban, nasıl oldu da bir haftada Kabil’i alıp yönetimi ele geçirdi” diye sormak aklımızın ucundan geçmezken, Taliban üzerinden “Kahrolsun Şeriat” sloganları türetiliyor. Şeriat’ın ne olduğunu bilmeyenler Şeriat istemiyoruz diye bir taraflarını yırtarken, Şeriat’in ne demek olduğunu bilmeyenler, Şeriatçıyız diye ortaya çıkıyor. “Suudi Arabistan, İran bunlar Şeriatle yönetiliyor biz Şeriatin ne demek olduğunu biliyoruz” diyenlerinizi duyar gibiyim. Cevabım şu; o ülkeler Şeriatle yönetilmiyor, iyi araştırın…
“Misakı Milli sınırları içinde vatan bir bütündür bölünemez”; “İstikbâl göklerdedir”; “Ne Mutlu Türküm diyene”; “Bir Türk Dünyaya Bedeldir” gibi söylemleri çoğaltabiliriz de çoğaltabiliriz. Bu sözlerin sahibinin hepiniz biliyorsunuzdur. Bazıları var ki bu sözlerin sahibini sizden benden çok çok daha iyi bilir, her iki sözünden biri Atatürk olan, yatıp kalkıp, Ulu Önder diyen, varlığını O’na borçlu olduğunu hisseden, ama acıyarak söylüyorum ki yukarıda yazdığım şu sözlerini idrak edebilme yeteneği olmayan binlerce insan var bu ülkede. Sorsan; “Ben Atatürk Çocuğuyum” sloganını öyle yürekten, öyle içten atar ki; “Misakı Milli” dediğinizde boş boş bakar.
Bir din düşünün, mensuplarının ilah diye taptıkları, o dinin mensuplarına ilk olarak “Oku” diye emretmiş, kutsal kitabında insana hitap ederken ikinci seslenişiyle “Kaleme ve Yazdıklarına and olsun” şeklinde ilk yeminini de yazı üzerine etmiş. Öyle bir din ki, okuma ve yazmaya bu kadar ehemmiyet vermiş, yetmemiş, yaradan kutsal kitabında en çok akla yönlendirmiş din düşünün. Ki bu din, akıldan uzaklaştırılmış, çoğunlukla mensupları tarafından fikrin ve aklın ikinci plana itildiği, kendi Kutsal kitabının bile anlaşılarak okunmaması gerektiği sözde bu dinin önde gelen isimleri tarafından insanlara öğretilmiş bir din… Bu dine neden tabiisin, bu dinin yasakladıkları neden yasak sorusuna verilecek bir cevabı olmayan binlerce insan var bu ülkede. “Komşusu açken kendisi tok yatan bizden değildir” sözünü, apartmandaki ya da mahalledeki yan komşusu sanan binlerce insan…
Aylardır dünyayı kasıp kavuran bir salgın hastalığı var adı Corona. Bilim insanları diyor ki; “bu bir salgındır ve öldürücüdür”. Üşenmiyorum hesap yapıyorum, Türkiye’de salgından ölen insan sayısını, Mart 2020’den bu yana olan aya bölüyorum, ülke genelinde ayda kaç kişi salgından vefat etmiş buluyorum. Çıkan sonucu 81 ile bölüyorum, her ilde ayda kaç kişi vefat etmiş onu buluyorum. Çıkan sonucu 30 güne yani bir aya bölüyorum her ilde günde kaç kişi SALGIN sebebiyle vefat etmiş onu buluyorum, ne buluyorum? Rakamı yazıyorum; 1,3 kişi. Evet doğru okudun sevgili okur, bir buçuk yıldır öldürücü hastalık denen bu SALGIN nedeniyle her şehirde günde 1,3 kişi vefat etmiş, yani iki kişi bile değil. Ben bunu söylediğimde, Bilim? İnsanlarımız am herkesi öldürmüyor diyor. Öyle tabii, geçen sene Ağustosta aşı yokken vaka sayıları bu sene ağustosa oranla çok düşüktü diyorum, o zaman hükümet gerçek sayı vermiyordu diyorlar. Ama ısrarla aşı olun aşı olun aşı olun diyorlar. Bilim insanlarımız ilaç mümessili gibi davranıyor ve böyle davranan binlerce doktor var bu ülkede.
Sel gelmiş afet olmuş, millet can derdinde, siyasetçim bölgeye gidiyor erken seçim diyor. “Kasap et derdinde koyun can derdinde” sözü cuk oturuyor. Gittiği her ilde vukuat üstüne vukuat yaşayan, partilileri liderlerini eleştirdi diye tekme tokat halka dayan atan ve özgürlük naraları atan siyasi liderler var bu ülkede. 28 Şubat baskısından kahraman olarak çıkıp, 20 yıldır milleti yöneten, Aşı Lobisine boyun eğen liderler var bu ülkede.
Solcuyum diyenin soldan, Milliyetçiyim diyenin Milliyetten, Dindarım diyenin dinden, Bilimsel konuşalım bilime inanırım diyenin bilimden, Siyasetçiyim diyenin siyasetten, insanım diyenin insanlıktan bihaber yaşadığı binlerce insan var bu ülkede.
Bundan birkaç yıl evvel, bir gazete haberinde şöyle bir yazı okumuştum; “Türkiye’de gençler üzerinde yapılan bir araştırmaya göre; Ateistim diyen gençlerin yüzde doksanı Cuma namazı kılıyor, dindarım diyen gençlerin yüzde seksen beşi hayatında namaz kılmamış” şeklindeydi. İşte yaşadığımız ülkenin aynasıdır bu haber.
İranlı büyük yazar ve düşünür Ali Şeriati’nin çok meşhur bir duası vardı, bir yerinde şöyle der; “Allahım, dindarlarımızı DİN, Alimlerimize İLİM nasip et”…
Fazla söze gerek var mı?