insan dediler, sahiden de insandım!

            Spor ve sanat?

            Bir ülkede spor ve sanatın durumu, o ülkenin durumu ile paralellik ihtiva eder. Eğer sporda ve sanatta iyi durumdaysanız, memlekette işler yolundadır. Ne alakası var demeyin. Bunun çok örneği var. Ben sportif başarıların varlığı ya da yokluğundan bahsetmiyorum. Başarı dediğimiz şey, çalışmakla elde edilen bir şeydir. Öne çıkma, gösterme veya gösterilmenin bir neticesidir. Benim bahsettiğim şey başka. Halkın alakasından dem vuruyorum.

            Dizilerden ve sadece futboldan başını kaldıramayan insanların çoğunlukta olduğu bir ortamdan bahsediyorum. Bu çok şey anlatıyor. Karnını doyurabilen insanlar, akşamları futbol maçlarına ya da dizilere gömüyorlar kafalarını. Estetik algıları sınırlı. Her şeyi beğeniyorlar, ya da her şeyi eleştiriyorlar. Basit kelimelerle üstelik. ?Güzel, çok güzel, daha da güzel? Kötü, çok kötü, beğenmedim vs?? Neden? Nedenini bile ifade edemiyorlar.

            Çocuklar eğitimlerini tamamen sınavda çıkabilecek sorular üzerinden alıyorlar. Eğer sınavda sorulmayacak bir konu varsa pas geçiniz! O sebepten de tarih, matematiğin ve Türkçe eğitiminin altında yer alıyor. Mümkünse Resim, Müzik, Beden eğitimi dersleri de olmayıversin hükmündeler. Konservatuarlar ve Güzel Sanatlar Fakülteleri, hiçbir şey olamayan öğrencilerin uğrak yeri oldu çoğunlukla. Bunun dışında da nadiren aileleri tarafından desteklenen yetenekli çocuklar giriyor okula, ya da tamamen herkesi karşılarına alabilecek kadar yeteneği olan çocuklar? Çünkü ailelerin hemen hemen hepsi, ülkelerine güvenmedikleri için olsa gerek, kendilerince garanti olan mesleklere yönelmesini istiyorlar çocuklarının. Tıp, Mühendislik, Hukuk, Uluslar arası İlişkiler veya az da olsa öğretmenlik? Ama hiçbirisi çocuklarının çekirdekten sanat erbabı ya da sporcu olmasına sıcak bakmıyorlar. Zira izledikleri dizilere oynayan oyuncuların gerçek hayattaki halleri de hoşlarına gitmiyor. Ama bazıları kazandıkları paranın miktarını duyunca, sus pus olabiliyor.

            Ne yazık ki ?Para? tek gerçeğimiz olma yolunda çok yol kat etti. Paranın hükmünün geçtiği her yerde, her türlü cürüm de meşrulaştırılıyor Televizyon kanalları eli ile. Zaten Tv ler neden var ki? Ortam ve zamana göre meşru olanı gayrimeşru; gayrimeşru olanı da meşru göstermek Tv lerin asli vazifesi değil mi? Peki bunu insanlar göremiyorlar mı? Evet, göremiyorlar. Görebilenlerin de işine gelmediği için görmezlikten geliyorlar. Çünkü tek gerçekleri var: ?Para?? Para bu içinde çalkalandığımız dünyanın tek gerçeği olmak üzere! Mesela Doktorlara, verin 2000 tl asgari ücret, bakın bakalım 5 sene sonra itibarları nasıl yerle bir oluyor. Canım tıp bilimi de oldu sana ?Sektör!? Hem de kimlerin ellerinde? Tabi ki dünyayı yakan savaş tacirlerinin. Evet, önce yakıp yıkıyorlar, yaralayıp sakat bırakıyorlar, sonra ilaç, medikal malzeme satıyorlar. Biz de tıpış tıpış ödüyoruz. Doktorlar da isteyerek ya da istemeyerek çanak tutuyorlar.

            Neyse biz asıl konumuza dönelim. Ne diyorduk? Ha, evet. Sanat ve Spor. Hani şu sizin hiç umurunuzda olmayan. Ama çok para ederse yere göğe koyamadığınız! Ama umurunuzda olmadığından, algınız zayıf olduğundan her sesi güzeli müzisyen, her yakışıklıyı oyuncu, her alacalı tabloyu da resim sanmanızdan dolayı, tilkileri, etçilleri, atçıları tepenize çıkarmanızdan olsa gerek, sanat sandığınız abukluklar tek gerçeğiniz paraya tahvil oluveriyor. Paraya tahvil edilince de, gözü başka bir şey görmüyor insanın. Daha doğmadan değerler ortadan kayboluveriyor birer birer. Sonra ülke niye bu halde? Domates neden bu kadar pahalı? Sen Tv izlemeye, dizi izlemeye, Futbolla çemkirmeye devam ettikçe, daha neler bekliyor seni bir bilsen, şimdiden dudağın uçuklar.

            Özetle; insan dediler, sahiden de insandım!