Hani derler ya “akıllı insanlar tarihten ders çıkartır ve geleceğini yönlendirir” her ne kadar akıllı da olsa insanoğlu, döner dolaşır tarihi yeniden yaşar, bu günlerde de bunu görüyoruz.
1096-1099 I. Haçlı Seferi, 1147-1149 II.Haçlı Seferi, 1189-1192 III. Haçlı Seferi ve son olarak da 1204 IV. Haçlı Seferi ile batının doğuya saldırıları çağdaş dünya tarihine geçti. Bu seferleri ilerleyen tarihlerde ayrıca deniz yoluyla yapılan 4 Haçlı seferi daha takip etti.
Bu seferlerin genel anlamda üç farklı sebepleri vardı, Dini Sebepler; Müslümanların eline geçen kutsal toprakları geri almak, Cennete Girmek için Kudüs Ziyareti Şartı, Papanın Siyasi gücünü arttırmak. Siyasi Nedenleri; Bizans’ın Haçlı Dünyasını Kışkırtması, Türkler’i Akdeniz’den Atmak, Derebeylik Sistemini Yaygınlaştırmak vb. Ekonomik Nedenler; Doğu Ticaret Yollarını Ele Geçirmek, Soyluların Topraklarını Çoğaltma Düşüncesi, Doğunun Zenginliklerini Batıya Taşıma İdeali.
Yukarıda bahsettiğim kısa Tarihi bilgiler ışığında günümüze şöyle bir bakacak olursak.
Daha önceki yazılarımda bahsetmiştim, 11 Eylül 2001 ABD’deki İkiz Kuleler saldırısı sonrası, dönemin ABD Başkanı Geroge W. Bush, kameralar karşısına geçti ve ilk açıklaması “Yeni bir Haçlı Seferi başlıyor” dedi.
Bu söylemin ardından bin yıl önce yapılan seferlerin sebepleri ile 11 Eylül Saldırılarından sonra, aradan geçen 19 yılda aynı coğrafyada yaşananları yeniden gözden geçirelim. Dini Sebepler; kısmında Trump’ın Kudüs kararını hatırlayın, bununla birlikte vaad edilmiş topraklar idealini de yanımıza alıp, en son İdlib Operasyonu sırasında Rus medyasında çıkan “Hatay Çalıntı mı?” dedikodusunu da cebimize koyunca nasıl da örtüşüyor değil mi? Siyasi Nedenler; kısmında bir neden var ki; bin yıl önce de aynıydı bu gün de aynı. Yıllardır çözülemeyen bir Kıbrıs sorunu ve son yıllarda yaşanan Doğu Akdeniz Enerji Hamlesi üzerinden, Türkiye’ye yaptırım uygulamaya çalışan AB ülkeleri. Bunu tartışmaya gerek var mı? Bir diğer sebep “Derebeylik Sisteminin Yaygınlaştırılması” şeklinde açıklanan sistemin bu günkü haline, Büyük Ortadoğu Projesi deniyor. Eski ABD Dışişleri Bakanı Condoleazza Rice’ın; 7 Ağustos 2003’te Washington Post gazetesinde yayımladığı makalesinin başlığı da Ortadoğu’yu Dönüştürmek şeklindedir. Yazının içeriği de 22 ülkenin sınırlarının değişeceğinden bahsediyor olması, bin yıl önce bin yıl sonra dedirtmiyor mu insana? Ve son olarak Ekonomik Nedenler; kısmına baktığımızda hala aynı nedenleri görebiliriz. Doğu Ticaret yollarının ele geçirilme nedeni, hatırlayınız Türkiye Çin ortaklığında ortaya çıkan Yeni İpek Yolu Projesini ve Doğudaki iş gücünün, Yeraltı Kaynakların Batıda uyandırdığı reaksiyonu.
Şimdi bütün bunları şu sebepten yazdım dostlarım; bin yıl önce Batı’nın Doğuya aç kurtlar gibi saldırmasının sonucunda Doğu’nun geldiği noktayı 15, 16, 17. Yüzyıllarda gördük. Bin yıl sonra aynı batı aynı aç gözlülükle saldırıyor ve içinden geçtiğimiz şu salgın sürecinde anlaşılıyor ki; batı aynı sonuca doğru hızla ilerlemekte. ABD’deki olayların, ABD’de başlaması ve Avrupa’ya yayılması, netice itibariyle de Batı’nın salgın sürecinde ortaya koyduğu rezalet performans, bir nebze ilahi adalet dedirtirken, bir nebze de tarihin yeniden yaşandığının bir göstergesi değil midir?
“Keskin Sirke Küpüne Zarar” der büyüklerimiz. Bin yıl önceki keskinlikleriyle küplerine sahip olamayanlar, aynı nedenlerle bin yıl sonra yaptıkları zulümlerin neticesini bin yıl önce gördükleri şekilde göreceklerdir.